29 Kasım 2011 Salı

Farkında Olmak



Her AN'ınızın değerini bilerek yavaş yaşayınız. Ruhunuzun çevrenizde olanları fark edebilmesi, yavaş yaşadığınızda çok daha fazla çoğalacaktır. Farkındalığınızın artması  ise sizi kaynağa çok daha fazla yaklaştıracaktır, bu durum bilginin size akması anlamına da gelmektedir...

YAŞAMAK FARKINDA OLMAKTIR...

28 Kasım 2011 Pazartesi

Motivasyon ve Yaşam Enerjinizi Yüksek Tutmak İçin (Bölüm 3)

Müzik sakinleştirir, heyecanlandırır, hüzünlendirir ve motive eder. Sizi motive edecek şarkı tipini belirleyin ve dinleyiniz. Müzikteki titreşimler, ruhumuzun ve bedenimizin titreşimleri ile büyük uyum gösterirler işte bu yüzden bazı müzikler enerjimizi arttırırken bazıları düşürebilir. MÜZİK DİNLEYİNİZ...


Sizi motive eden filmlerin listesini yapın ve küçük bir arşiv oluşturun. MOTİVE EDİCİ FİLMLER İZLEYİNİZ...


Şöyle bir etrafı gezin, rahatlayın, serbest zaman geçirin. Hepimizin rahatlamaya ihtiyacı var ve aslında hızlı yürüyüşler yapmak, araba kullanmak, gerçekten iyi birer çözüm. Bu şekilde yaptığınız mekan değişikliği, üzerinizdeki olumsuz havayı dağıtacaktır. AÇIK HAVADA ORMAN İÇLERİNDE YÜRÜYÜŞ YAPINIZ...


Çocuklar ile zaman geçirmek size farklı bakış açıları kazandıracaktır. İşteki yada özel hayatınızdaki sıkıntı yada endişeler, çocuklarınız ile oynadığınızda eriyip gider. Çocuklar her şeye basit yollu bakarlar ve bunu öğrenmek bile bizim için kar sayılır. ÇOCUKLARLA VAKİT GEÇİRİN...


Sağlıklı bir uyku süresi 7, 8 saattir. Bununla birlikte 8 saatten fazla olmamasına da dikkat edin. Düzenli ve yeterli bir uykuya sahip olmanın, hem vücudunuz hem de zihniniz açısından ne kadar yararlı olduğunuz göreceksiniz. UYKUNUZA DİKKAT EDİNİZ...


Etrafınızdaki şeyler ve Dünya hakkında sürekli öğrenmeye devam edin ve asla durmayın. Sizi ilgilendiren şeyler hakkında okuyun, dinleyin ve öğrenin. Mesela, sorulan bir soruya "bilmiyorum" demenin tadını çıkarın, sonra hemen öğrenin. Meraklı olun. SÜREKLİ ÖĞRENME GAYRETİ İÇİNDE OLUNUZ...


* Spor faaliyetleri içerisinde olun, haftada en az 3 defa 1 saatten az olmamak kaydıyla her hangi bir spor dalı ile ilgilenin. Her gün mutlaka 45 dakika yürüyüş yapın. SPOR YAPIN...

Burcunuzun Misyonu

“Koç! Sana ilk tohumu ekme onurunu veriyorum. Ektiğin her bir tohuma karşılık elinde bir milyon tohum bulacaksın, fakat onların büyümelerini görecek vaktin olmayacak. İnsanların aklına ben'i yerleştirecek, ilk kişi sen olacaksın, fakat bu düüşnceyi geliştirme ya da hakkında soru sormak senin görevin olmayacak.Yaşamının sebebi eylemdir ve bu eylem insanlara benim yaratıcılığımı haber verecektir. İyi çalışabilmen için sana kendini beğenme özelliğini veriyorum”

"Boğa! Sana tohumu madde haline getirme gücünü veriyorum. Başlanmış olan bütün işleri senin bitirmen gerektiği için görevin çok sabır istemektedir, aksi halde tohumlar rüzgarda savrulup kaybolacaktır. Yapmanı istediğim bu görev için soru sormayacak, işin ortasında düşünceni değiştirmeyecek ve başkalarından destek beklemeyeceksin. Bunun için sana güçlülüğü veriyorum. Onu akıllıca kullan"

"İkizler! Sana insanların çevrelerinde gördükleri şeyi anlamalarını sağlayabilmen için cevapsız sorular veriyorum. İnsanların neden konuşup, neden dinlediklerini hiçbir zaman bilmeyeceksin, fakat cevap bulmak için yapacağın araştırmalarda sana armağan olan bilgiyi bulacaksın"

"Yengeç! Sana insanlara duyguyu öğretme görevini veriyorum. Bütün duyguyu yaşayarak öğrenmeleri ve olgunluğa ulaşmaları için onları hem ağlatıp hem güldüreceksin. Sana olgunluğu hızla arttıracak olan aile armağanını veriyorum"

"Aslan! Sana yaratıcılığımın tüm görkemini dünyaya gösterme görevini veriyorum. Ancak azametinde dikkatli olmalı ve bu yaratıcılığın senin değil, benim olduğunu daima hatırlamalısın. Eğer bunu unutursan, insanlar seni küçük göreceklerdir. Bu görevi iyi bir şekilde yerine getirirsen, büyük haz duyacaksın. Bunun için sana armağanım ‘onur'dur"

"Başak! Senden insanların benim yarattıklarımla neler yaptıklarını sınamanı istiyorum. Onların ne yaptıklarını dikkatlice inceleyip kusurlarını hatırlatacaksın ve böylece benim yarattıklarımı iyice öğrenmelerini sağlayacaksın. Sana bunu yapabilmen için saf düşünceyi armağan ediyorum"

"Terazi! Sana insanların birbirlerine karşı olan görevlerini hatırlayabilmeleri için hizmet erdemini veriyorum. Böylece insanlar işbirliğini öğrenecek ve kendi davranışlarının diğer yönlerini de yansıtma yeteneğini edineceklerdir. Ve uyumsuzluk olan yere seni yerleştireceğim ve bu gayretlerin için sana armağanım sevgidir"

"Akrep! Sana çok güç bir görev veriyorum. İnsanlara düşündüklerini anlama yeteneği verdiğim halde, anladıklarını söylemene izin vermeyeceğim. Birçok kez gördüklerinle acı çekecek ve bu acı ile benden uzaklaşacaksın. Bu acının benden değil benim yanlış anlaşılmış olmamdan doğduğunu unutacaksın. Birçok insanı hayvan gibi görecek ve onların hayvansal içgüdüleriyle öylesine uğraşacaksın ki yolunu saşıracaksın, fakat sonunda yine bana döneceksin. Akrep sana en üstün armağanım olan ‘amaç’ı veriyorum"

"Yay! Senden beni yanlış anlayıp çaresizliğe düştüklerinde insanları güldürmeni istiyorum. Güldürme insanlara umut verecek ve bu umutla insanların gözlerini bana çevirmelerini sağlayacaksın. Birçok kişinin yaşamına yalnız bir an için girecek ve girdiğin her yaşantıdaki huzursuzluğu tanıyacaksın. Sana Yay, karanlıktaki her köşeye erişip aydınlatabilmen için sonsuz bereket veriyorum"

"Oğlak! Senden insanlara çalışmayı öğretmen için alınterini istiyorum. Tüm insanların yükünü omuzlarında taşıyacağın için bu görev hiç de kolay değildir. Ama bu boyunduruğun yükü için senin ellerine insanlığın sorumluluğunu koyuyorum"

"Kova! Sana insanların tüm olanakları görebilmeler için gelecek kavramını veriyorum. Benim sevgimi kişileştirmen için yalnızlık acısını çok duyacaksın. İnsanların gözlerini yeni olanaklara çevirebilmeleri için sana özgürlüğü armağan ediyorum"

"Balık! Sana hepsinden daha güç bir görev veriyorum. Senden insanların üzüntülerini toplayıp bana geri getirmeni istiyorum. Senin gözyaşların sonunda benim gözyaşlarım olacak. Senin topladığın üzüntüler insanların beni yanlış anlamalarından doğmuş üzüntülerdir, fakat senin onlara vereceğin şefkatle onlar yeniden beni anlamaya çalışacaklardır. Bu güç görev için sana en büyük armağanımı veriyorum. Sen on iki çocuğum arasında beni tek anlayan olacaksın, fakat bu anlayış yalnız senin içindir, sen onu insanlara anlatmak istediğinde onlar seni dinlemeyeceklerdir"

27 Kasım 2011 Pazar

Motivasyon ve Yaşam Enerjinizi Yüksek Tutmak İçin (Bölüm 2)

* Etrafınıza bakın ve sahip olduğunuz şeylerin değerlerinin farkına varın. Arkadaşlarınız, aileniz, kariyeriniz, eviniz yada başka herhangi bir şey. Bu bile başlı başına bir mutluluk kaynağıdır. Kötü şeylerin hayatımıza nasıl girdiğinin önemi yok, biz sahip olduğumuz şeyler için şükretmeliyiz. Farklı bir bakış açısıyla bakın ve hayatınızdaki güzel şeylerin tadını çıkarın. SAHİP OLDUĞUNUZ ŞEYLERİN DEĞERİNİ BİLİN...


Günlük hayatınızda, bunu başarırım yada bir çözümü var, gibi olumlu cümleler kullanmaya dikkat edin. İnsanların ne kadar başarılı oldukları, iyimser yada kötümser olmalarına göre değişir. Pozitif davranışlara sahip olmak, üzerinde uğraşmanız gereken bir şeydir. Önemli olan, ne olduğunuz yada olmadığımız değil, ne olacağımızdır. Kurduğunuz, cümlelerin sizin psikolojiniz ve davranışlarınız üzerinde son derece önemli etkileri olduğunu unutmayın. POZİTİF KELİMELER VE CÜMLELER KURUN, KULLANIN...


* Yapmak istediğiniz şeyleri, sahip olmak istediklerinizi belirleyiniz. Bunu bir liste halinde yazın. Her ne olursa hiç önemli değil. Güzel bir villa, bir yat, İngilizce öğrenmek, Avrupa seyahati gibi... Sonra bu istekleriniz ile resimler bulun (renkli resimler) bunlardan bir pano oluşturun ve her zaman göreceğiniz bir yere asın. HAYAL PANOSU OLUŞTURUN...


Mutlu bir yaşam için, sağlıklı beslenme çok önemlidir. İyi bir plan, sizin vücut sisteminiz için gerekli olacak tüm besin, vitamin ve mineralleri içerir. Vücudunuz ve motivasyonunuz için sağlıklı beslenin. Sigara ve alkolden uzak durun... SAĞLIKLI BESLENİN...


Devam edecek...

26 Kasım 2011 Cumartesi

Motivasyon ve Yaşam Enerjinizi Yüksek Tutmak İçin (Bölüm 1)


* Hepimiz zaman zaman, kendimizi kötü hissederiz. Bu durum, motivasyonumuzun kaybolmasından ve yaşam enerjimizin düşmesinden kaynaklanır. Peki neden motivasyonumuz veya enerjimiz düşüyor?


* Hem motivasyonumuz hemde yaşam enerjimiz, hayatta mutlu ve başarılı olmak için büyük önem taşır ve itici güçtür. Bu iki unsurun sürekli üst seviyede kalabilmesi için dikkat edilmesi gereken bir takım konular nedir diye soracak olursanız.


* İnsan EGO'su sürekli olarak sizi hayatta tutmaya odaklandığından size geçmişte yaşadığınız her türlü olumsuzluğu hatırlatır. (düzeltin diye ama geçmiş zaman nasıl düzelebilir ki) İŞTE BU YÜZDEN GEÇMİŞTE YAŞADIĞINIZ TÜM BAŞARI HİKAYELERİNİ NOT ALIN...


* İnsanın hedefleri olmalı 1 aylık, 3 aylık, 6 aylık, 1 yıllık, 3 yıllık, 5 yıllık. Kendinizle ilgili, ilişkilerinizle ilgili, işiniz ile ilgili, arkadaşlarınızla ilgili, sağlığınız ile ilgili oturun ve yazın. Hedefleri sürekli ayda bir güncelleyin. BAŞARILARINIZI KOYDUĞUNUZ HEDEFLERE ULAŞTIĞINIZI GÖRÜN...


Gözlerinizi kapatın ve kendinizi gelecekte ne yapıyor olarak görmek istiyorsanız ve planlarınızda ne varsa, onu yaparken renkli bir şekilde canlandırın. Sağlıklı bir şekilde koşuyorsunuz, bahçenizdeki çiçekler ile ilgileniyorsunuz ya da çalışıyorsunuz. BÖYLECE GELECEĞİNİZİ PLANLAMIŞ OLACAKSINIZ...


Devam edecek...

Günaydın

Tüm muhteşemliğiyle yeni bir gün,
Kollarını açmış ve seni bekliyor,
Haydi yeni güne ak...

Hani o güzel yüzün güldüğünde,
Tüm çiçekleri kıskançlıktan solduran gülüşünle,
Haydı yeni güne ak...

Beyaz bir kuğu gibi,
Sıcacık ve yumuşacık kalbinle,
Haydi yeni güne ak...

Seni kucaklasın tüm mucizeleriyle,
O nu içinde hisset,
Haydi yeni güne ak...

SC

Dünya'daki Melekler


Kendinizi diğer insanlardan farklı mı hissediyorsunuz 'sanki Dünya'ya bırakılmış ve birilerinin dönüp sizi alacağını günü bekler gibi'. Dünyanın daha iyi bir yer haline gelebilmesi için karşılıksız çaba sarf ediyor musun? Başkalarıyla alakalı konularda, o kişilerin hayatları veya ilişkileri düzgün gitmediğinde onlara yardım etmeye çalışıyor ve üstelik bu konularda da başarılı oluyor musun? Şiddetin her türlüsünden rahatsızlık duyuyor musunuz? İnsanlara karşı duyarlı mısınız ?

Siz Bir Melek olabilirsiniz... Evet bildiğiniz anlamda Melek olabilirsiniz...

25 Kasım 2011 Cuma

Bolluk

Gerçek şu ki, Dünyadaki her varlık için yeterli olandan çok daha fazla olanak ve fırsat vardır. Yeter ki zihinlerimizi bu olasılığa açabilme başarısını gösterebilelim. Evren engin bir bolluk yeridir ve hepimiz maddesel ve ruhsal zenginlik açısından doğal olarak bolluk ve refah içindeyiz. Zengin ve bolluk içinde yaşamayanlar ise bolluktan yoksunluk seviyesindedirler ve eksik inançta olanlardır.

Ne yazık ki cehaletleri, yoksulluk ve yoksunluğun kaçınılmazlığı konusunda yaygın inancı (süper ego) benimsediklerini göstermektedir.

Sonsuz bir yaratma gücünün ellerinde olduğunun farkında değillerdir.

Sevmek Nasıl Bir Şey

Tüm özür ve kusurlarınla birlikte sen oluyorsun. Tüm bu davranışlar bir insanı güzel yapan, çekici yapan değerlerdir. İnsan, insanı olduğu gibi sevmeli ve değiştirmeye çalışmamalıdır.

Eğer sevdiğiniz kişi sizi değiştirmeye çalışıyorsa, sevdiği insan sen değilsindir, o hayalinde yarattığı başka bir kişiyi seviyordur...

Yaratılış ve Tekamül

Tanrı, yaşam denen ve içten gelen, tasarlayıcı düşüncedir, düşüncelerimiz gibi o da asla dur durak bilmeyen bir sürekliliktir. Düşünce ya da yaşam, sonsuzluğa dek sürekli genişleyebilmek için, devam etmek için bir nedene sahip olmalıdır. İşte bu neden insandır. Her birimiz Tanrı zihninin birer parçasıyız, böylece sizin vasıtanızla yaşam kendisini sonsuza kadar genişletmeyi sürdürecektir. Sonsuzluk bir zaman ölçüsüne sahip olmadığından o bu andadır. Her şey An dadır...

O şimdinin sürekliliği ve sonsuzluğudur.

Ramtha'dan

Zaman

Bir şey zamanla sınırlı ise yok demektir, bizler zamanla sınırlı olmayanı yaşıyoruz.

Teşvik mi, Yoksa Zorlamak mı

Çevrenize, ailenize, iş arkadaşlarınıza yapacağınız olumlu yönlendirmelerde bile, teşvik etmek ile zorlamanın ayarını kaçırmamanızı öneriyorum.

Unutmayınız ki bastırılmaya çalışılan her duygu, kendisini belli edebilmek amacıyla daha fazla şişecektir. İnsan kendisiyle alakalı bir konuyla ilgili kararını veya yaptığı bir şeyi ancak kendi özüne inerek verebilir veya değiştirebilir.

Olumlama, Telkin Cümlesi

Güzel bir olumlama cümlesi ile güne başlamayı öneriyor ve ilk kez kuracaklara örnek olması açısından anlamını bilenleri, yararını görmüşleri paylaşmaya davet ediyorum.

VARIM VE DEĞERLİYİM, HER ANIMI BOLLUK VE BEREKET İÇİNDE MUHTEŞEM BİR ŞEKİLDE YAŞARIM.

Güzel bir hafta sonu geçireceğinizi bilerek, sevgiyle kalın...

24 Kasım 2011 Perşembe

Tanrısallık

Aydınlanmaya, tekamüle giden yol sadece tanrısal olanı aramayı içermez, insanın kendi benliğini tüm olumlu ve olumsuz yönleriyle kabul etmesini de içerir. Eğer bir insan geçmişinin kızgınlıklarını, öfkelerini, pişmanlıklarını, korkularını kabul eder ve onları sevgiyle kucaklayabilirse Tanrısallığı bulma yönünde büyük adım atmış olacaktır.

Sevgiyle kalın...

Eski Günler Ne Kadar Güzeldi

Eğer durup dururken zaman ne kadar hızlı akıyor diyorsanız, nasıl geçti bir anda diyorsanız, eski günler nerede, ne kadar güzeldi diyorsanız. Artık değişimin vakti gelmiştir...

Daha fazla mutsuz olmanıza hiç gerek yok...

Sevgiyle,

Gerçek ve Hayali Zorluklarımız

Gerçek zorlukların hepsinin üstesinden gelinir. Başa çıkamadıklarınız hayalinizde yarattıklarımızdır. Yapılması gereken en önemli konu yılmadan yolumuza devam etmektir. Ayırmaya çalışmayın saf niyetle devam edin. 

23 Kasım 2011 Çarşamba

Ego

Maddi kazanç, güç duygusu, üstünlük, özel olmak, fiziksel ya da psikolojik zevk olsun, başka birinden bir şey isteyen ego, ihtiyaçlarının karşılanması için genellikle bir çeşit role bürünür.

İnsanlar genellikle oynadıkları rollerin farkında değillerdir, dolayısıyla kendilerinin o roller olduklarını sanırlar. Bazı roller gizlidir; bazıları açıktır ama sadece oynayan kişi göremez. Bazı roller, başkalarının dikkatini çekmek üzere tasarlamıştır. Ego başkalarının sonuçta psişik enerjiden oluşan dikkatini çekmek için uğraşır.

Ego asıl enerji kaynağının sizin içinizde olduğunu bilmez ve bu yüzden onu dışarıda arar. Egonun aradığı şey, biçimi olmayan dikkat değil, tanınma, saygı, hayranlık, övgü gibi bir tür dikkat ya da sadece bir şekil, fark edilmiş olmak, böylece varlığını onaylatmaktır.

Başkalarının dikkatinden korkan utangaç bir kişi de egodan özgür değildir ama onunki, başkalarının dikkatini hem isteyen hem de ondan korkan dengesiz bir egodur. Korku, dikkatin ayıplama, kınama ya da eleştiri halini almasına yöneliktir, yani ego besleneceği yerde zayıflamaktan korkar. Dolayısıyla, utangaç bir kişinin dikkat korkusu, dikkat ihtiyacından daha fazladır. Utangaçlık genellikle baskın olarak olumsuz, yetersiz bulunma inancıyla ilgili bir içsel imajla birlikte var olur. Herhangi bir kavramsal benlik duygusu kendimi o ya da bu gibi görmek - olumlu (Ben en büyüğüm) ya da olumsuz (Hiç iyi değilim) olmasına bağlı olmaksızın, egodur. Her içsel imajın ardında, yeterince iyi olmama korkusu yatar. Her olumsuz içsel imajın ardında ise, başkalarından daha iyi ya da daha büyük olmak konusunda gizli bir arzu vardır.

Egonun güven duygusunun ardında, sürekli bir üstünlük ihtiyacı ve bilinçsiz bir aşağılık korkusu yatar. Buna karşılık, utangaç, yetersiz ve kendini aşağı hisseden bir ego, aslında üstünlük için güçlü bir arzu besler. Birçok kişi, içinde bulundukları durum ya da karşılaştıkları insanlara bağlı olarak üstünlük ve aşağılık duygulan arasında gidip gelir. Kendi içinizde bütün bilmeniz ve gözlemlemeniz gereken şudur: Kendinizi herhangi birinden üstün ya da aşağı hissettiğinizde, bu egodur.

Sevgiyle...

Yaşam Amacınız

Hayat insana amacıyla ilgili konuları, ters motivasyonla öğretiyor. Farkındalığımızı arttırmak sadece bizim ellerimizde. Hayatımızda gerçekleşen olayların nedenlerini ve bize ne öğretmeye, göstermeye çalıştıklarını düşünmek ve araştırmak gerekiyor. Sonuç olarak yaşamınızı güzel bir hale getirmek sadece sizin ellerinizde ve zihninizde. 


İsterseniz hoş, isterseniz zor, haydi seçiniz...


Sevgiyle...

İsteyin

Evren (Kaynak) sınır tanımayacak kadar sonsuzdur ve bitmek tükenmek bilmez. Çok bol ve verimlidir. Saf bir niyetle istediğiniz her şey size verilecektir...


Lütfen saf niyetle isteyiniz...

Sevgiyle Kalın...

Ölümsüzlük

Özünüz sonsuz ve ölümsüz olduğunu ve varlığının, bu uzun ve muhteşem var olma yolculuğunda, gelip geçici bir duygu veya düşünce gibi uçup giden bu hayatla son bulmayacağını bilir.

Sevgiyle Kalın...

Kaynağa Olan Bağlantının Kuvvetlendirilmesi

Kaynakla bağlantımızın, sürekli geliştirilmesi An da yaşamak ile mümkündür. Yaşayan, bedenli her canlı kaynakla ama bir tek şeritli karınca yolu  ama 3 şeritli otoban genişliğinde bağlantı halindedir.

Siz her olumsuz, negatif yaklaşım içinde olduğunuzda bağlantınız incelirken her pozitif yaklaşımda olduğunuzda kalınlaşır. Sürekli olarak duyuyorsunuz bizden, geçmişinizle uğraşmayın ve gelecek için de kaygı duymayın diye.
Geçmiş ile uğraşmak An da yaşamayı imkansız hale getirirken, gelecek kaygısında düşmek Kaynağı reddetmektir.

Sevgiyle...

21 Kasım 2011 Pazartesi

Yaşamınızdan Eskimiş Her Şeyi Çıkarınız

Lütfen İzleyiniz, süper tavsiyeleri olan bir müzik videosu, Türkçe altyazılı...

Olumlamalar Hakkında

Olumlama cümleleri hakkında herkes bir şeyler soruyor ve olumlama cümlesi istiyorlar. Bununla birlikte bir olumla cümlesinin kurulması Ancak iyi bir durum analizi (uzmanlar tarafından) yapıldıktan sonra ve sadece o kişinin durumu istekleri ve geçmiş kararlarına yönelik olabilir. Yani kişiye ve o kişinin o anki durumuna özel kurulur. Hayatınızda yanlış giden durumları düzeltmek, isteklerinizin, arzularınızı olması veya yoldan çıkan durumları yine doğru yola getirmek için olumlama veririz. Çünkü geçmiş düşünce yapınızda yanlış koyduğunuz veya giydiğiniz (o an için doğru gelmiştir) bir kalıbı değiştirmek gerekiyordur.

Olumlama cümleleri kurulurken dikkat edilmesi gereken bir takım noktalar;

* En önemlisi o isteğinizin sizin olacağına yönelik inancınızdır. İnanç çok önemlidir bununla birlikte vaz geçmemek daha önemlidir. :)

* Olumlama cümleleri, olumlu olmalıdır. Trafiğin sıkışık olmasını istemiyorum yerine açık bir trafikte yolculuk yapmayı seçiyorum gibi.

Şikayet etmeyin tanrı şikayetlerinizi dinlemez. :)

* Cümleleriniz'de gelecek zaman kipi yerine şimdiki zaman veya geniş zaman kipini kullanınız. Benim çok güzel bir evim olacak yerine, ben çok güzel bir eve sahibim gibi.

Evren (Kaynak, Tanrı, Yaratan) sadece bu an ile ilgilenir. :)

* Doğru olumlama cümlesinde, istiyorum kullanılmaz. İstiyorum dedikçe sadece istemekle kalırsınız. Halbuki sadece şimdi yaşadığınız An vardır. İstemek gelecek zamanla ilgilidir. Sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorum der durursunuz halbuki doğru olan cümle sadece ben çok sağlıklıyım'dır. :)

* Bir olumlama cümlesinin basit olmalı herkes anlayabilmeli ve net bir hedefi olmalıdır.

* Delicesine istemek de ( daha önce yazmıştım) olmayacağına yönelik içsel bir inancı kırmaya yöneliktir. İstemek ve Tanrıya güvenerek bırakmak en önemlisidir.

Okuyan sevgili arkadaşlarım;

Haydi bugün için bir cümle kurun ve paylaşın, kendiniz ve tüm evrenin hayrına olsun.



Sevgiyle...

20 Kasım 2011 Pazar

Özgürleşmek


Yaşamın anlamı ve tek gerçek hedefi sadece özgürlüktür. Özgür olmadan hayatın hiç bir anlamı olamaz. Özgürlük dediğimizde sadece ekonomik, siyasi, sosyal özgürlükten de bahsetmiyoruz. 

İnsan bunların yanı sıra; Zaman kavramından, bilincinden ve arzularından özgür olmalıdır. 

Bunlardan özgür olan tüm evrenle bir olur. 

19 Kasım 2011 Cumartesi

İstediğiniz Şeyleri Hızlandırmanın 12 Yolu

İstediğiniz Şeyleri Hızlandırmanın 12 Yolu...

1) İsteyin. Size yardım sunanlardan yardım istemelisiniz. İstemekle, iletişim ve rehberlik için kanal açarsınız.
2) Meditasyon yapın. Bu çoğu zaman spritüel büyümenin en hızlı yoludur.
3) Bağışlayın. Hemen hemen herkes bir şey için birini bağışlamaya gereksinim duyar (Kendisini bile). Bağışladığınız zaman oluşturulmuş karmayı ve salıverilmeye gereksinim duyulan diğer şeyleri salıverirsiniz.
4) Beden çalışması. Bedeninize, tapınağınıza uyumlanın. Bedeninize doğru davranın ve titreşiminizi yükseltin. Her şey birlikte çalışır.
5) Öğretmenler. Öğretmenlerinizi kazanın. Çalışmayı yapmaya istekli olduğunuzu ve misyonunuzu gerçekleştirmeye hazır olduğunuzu bilsinler.
6) Kanallık yapın. Yüksek benliğinizden, ruhsal rehberlerden, ve en yüksek hayra hizmet eden diğerlerinden gelen bilgi ve bilgeliğe kanal olun.
7) Şimdi. Geçmişin anılarında, geleceğin hayal vizyonlarında yaşamayın. Tamamen anda yaşayın.
8) Tezahür ettirin. Realitenizi olmasını istediğiniz şekilde yaratın. Eskiyi temizleyin ve bir vakum yaratın, yaşamınıza yeni şeyler tezahür edebilir.
9) İzin verin. Şeylerin doğal olarak ortaya çıkmasına izin verin. İman sahibi olun. Güvenin.
10) Kutsayın. Her anı ve her durumu kendi mükemmelliği içinde kutsayın.
11) İmgeleyin. Taç çakranızdan bedeninize beyaz ışığın girdiğini ve özünüzü saf, güçlü sevgi dolu enerji ile doldurduğunu imgeleyin.
12) Sevin. Koşulsuz sevgi içinizdeki güzelliği, sizinle temas eden herkesle paylaşmanın yoludur. Zor bir duruma sevgi getirin ve onun pozitif şekilde dönüştüğünü izleyin.

Kapıdan Kendin Geçmek Zorundasın


Parmaklarını şıklatarak yaşamını değiştiremezsin ve her şey önce farkındalıkla başlar.“Yeteneklerini kullanarak fayda sağlayan bir amaca yönelik çalışmak” süslü ve kışkırtıcı bir cümle, ama gerçekten yapılması gereken bu. İnsanın kendi yeteneklerini keşfetmek, kendi için faydayı tanımlamak, amacını bulmak ve çalışmak hep yapması gereken şeylerdir.

Matrix filminde Morpheus’un dediği gibi: Ben aklını serbest bırakmaya çalışıyorum ama sana sadece kapıyı gösterebilirim. Kapıdan kendin geçmek zorundasın...

Foton Kuşağının Dünya'ya Etkisi

"Bilimsel verilerde 2012 senesini işaret ediyor"

Elde olan veriler, bilinen döngünün 26.ooo yıl olduğu ve bu geçişin belirtisi olan Schumann Rezonansı’nın değişimi ve Foton Kuşağı içerisinde bulunan yıldızların varlığı. Foton Kuşağı güçlü elektromanyetik radyasyona sahiplik eden yoğun bir uzay boşluğu ve bazı x-ışınlarını da içermekte. Galaksi içerisine akan manyetik bir ışık olarak ta tanımlanabilir.

İlk kez "Edmun Halley" tarafından keşfedildi

Keşif, ingiliz astronom Sir Edmund Halley’in (1656-1742) günlerinde başlayan Pleiades çalışmalarıyla başladı. Halley, bu yıldız grubundaki 3 yıldızın Yunanlılar tarafından belirtilen yıldızlar arasında bulunmadığını ortaya çıkardı. Yunan astronomlar ya da Halley yanılmış olabilir miydi? 1991 yılında yayınlanan bir makalede sunulan diagrama göre 6 yıldız; Merope, Atlas, Teygeta, Electra, Coeleno ve güneşimiz Pleiades’in bir yıldızı olan Alcyone’nin yörüngesindeler.Daha sonra Halley şu sonuca vardı: Pleiades takımı belli bir hareket sistemiyle ilerliyordu. Bu tez, Frederick Wilhelm tarafından onaylandı. Pleiades, her yüzyıl için 5.5 saniye kesin bir hareketle döngüsüne devam ediyordu.

Altı gün içinde Dünya’nın tamamen değişeceği iddia ediliyor.

Foton Kuşağının merkez alanına girilmesiyle birlikte yaşanılması beklenen fiziksel ilk etkileşimler ise şu şekilde sıralanıyor yayınlanan bir çok raporda:

1. gün : 21 Aralık 2012′de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık.

2. gün : Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş’in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu).

3.-4. gün : Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.

5.-6. gün : 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).

Foton Kuşağı etkisine ilk kez Atlantis devrinde girildiği sanılıyor

Kuşağın başlangıç noktası, küçük bir atom parçası ve onun yörüngesinde olan bir grup elektrondan ibaret. İngiliz fizikçi Paul Adrian Maurice Dirac, her bir partikül için bir anti-partikül bulunduğunu öne sürmüştü. 1932′de Carl David Anderson bu anti-partikülü buldu ve ona “positron” adını verdi. 1956′da anti-proton ve anti-nötron keşfedildi. Bir anti-partkül şekillendiğinde, sıradan bir partiküller evreninde meydana gelir ve bu, bir elektronla buluşup çarpışmasından önce bir anlıktır. Bu çiftin toplam kütlesi “Foton” formunda enerjiye dönüşür. Bu yeni ve önceden görülmemiş bir enerji kaynağı gücü sunar.

1961 yılında uydu kaynaklı araçlar tarafından bir foton kuşağı keşfedildi. Bu kuşağın gezegenimizden 400 ışık yılı uzakta olduğu açıklandı. Astronom Jose Comas Sola yedi yıldızlı Pleiades takımı üzerinde özel bir çalışma yaptı ve bir sistem
oluşturduklarını keşfetti, ki bizim güneşimiz ve daha pek çok yıldız da bu sistemin parçalarıydılar ve her biri kendi gezegensel sistemlerine sahipti. Güneşimiz bu sistem yörüngesini 24.000 yılda tamamlıyor. Bu 24.000 yıl iki bölümde alınıyor; 10.000 yılı karanlık (ya da Galaktik Gece), 2000 yıl ise Foton Kuşağı’nın ışığında geçirildiği sanılıyor. Ve bazı bilim adamları tarafından, bulunduğumuz dönemin ışık bölgesine geçiş olduğu tahmin edilmekte. Tahmin edildiğine göre böyle bir olay dünyanın oluşumundan beri bir kez deneyimlendi ve bu tarihin de Atlantis devrine rastladığı öne sürülüyor.

Foton Kuşağı temel olarak 3 elementi içermekte. İlki, “Null Zone” (yani sıfır bölgesi). Bu bölge, madde ve madde olmayan parçaların kuşağın proton parçalarını oluşturmak için çarpıştıkları bölge. Burası ayrıca Pleiades yıldız sisteminin elektromanyetik alanlarının etkisiz bırakıldığı yer. Bu süreç, bilinçlilik seviyelerimizi değiştirecek ve evren yapısına farklı bir açıdan bakmamızı sağlayacak. Diğer bölme ise foton ırmağı ile sıfır bölgesinin (null zone) iç kenarı arasında olan akım alanı. Bu bölgeye geçişle daha yüksek boyuta geçiş imkanına sahip olunacak.

2012′de Işık devrine geçiş yapılacağı söyleniyor. Foton Kuşağı, Dünya ile çarpışmak üzere olan yoğun bir foton(ışık parçacıkları) enerji bandı olarak rapor ediliyor. Ulaştığında 5 günlük bir karanlık, elektriksizlik, yoğun ufo inişleri, insanlık için psişik yeteneklerin ortaya çıkması, insan bedeninde oluşan değişimler (transformasyonlar) ve daha pek çok değişim beklenmekte. Şu anda karanlık dönemin sonunda olduğumuz ve bu dönemin 2012′de son bularak 2000 yıllık “ışık” devrine geçiş yapılacağı söyleniyor. Yıldız aktivasyonu güneş sistemimizin Pleiades (Alcyone yıldızı), Sirius, Arcturus, Orion ve Andromeda ile aynı sıraya dizilmesi ile başlayacak. Yaşanılacağı tahmin edilen en büyük deneyim ise, bu kuşağa girildiğinde, şu anda bulunduğumuz 3. boyuttan 5. boyuta yükseleceğimiz. Bu sıçrayış elbette ki beraberinde bir çok farklılık ve mutasyonlar getirecek. Şimdiden deneyimlediğimiz olaylar da aslında bu sıçrayışı doğrular nitelikte: ciddi iklim değişiklikleri, kıta transferleri, v.s. Ayrıca bu kuşağa girildiğinde bilinçlilik boyutlarının her birine geçiş imkanına sahip olacağımız tahmin ediliyor. Şu anda küresel bilinç değişiminin sonuçlarını da birebir deneyimliyoruz aslında. Dünyayı kasıp kavuran savaş ortamı, toplumlar arası anlaşmazlıklar, politik sürtüşmeler ve olagelen olumsuzlukların da bu geçiş döneminde, ya da “null zone”da bulunmamızdan dolayı olduğunu düşünebiliriz.

Bütün canlılarda büyük değişim yaşanacak;

Yaşadığımız bu dönem ve beklenen değişimler kutsal kitaplarda, mitolojide ve bilim adamları tarafından da ayrıntılı şekilde incelenmişti. Raporlara göre, Foton Kuşağı’na girildiğinde, gökyüzü ateş gibi gözükecek, ancak soğuk olacak. Bu değişim ve yansımalar elbette ki içine girilen kuşağın etkileriyle birlikte ortaya çıkan kimyevi değişimler ve tranformasyonların sonucunda kendilerini açığa çıkaracaklardır. Kuşağa ilk önce güneşimizin girmesi halinde ani bir karanlığın olması da söz konusu, ki bu sürenin 110 saat kadar sürmesi tahmin ediliyor. Güneşsel radyasyon ve Foton Kuşağı’nın arasındaki etkileşim gökyüzünün yıldızlarla dolu gibi gözükmesine neden olacak. Dünya bu kuşağa girdikçe tüm moleküller uyarılmış olacak ve atomlar mutasyona uğrayacaklar. Bu duruma bağlı olarak fiziksel yapılarda (insanla birlikte hayvan ve bitki aleminde de) farklılıkların meydana gelmesi bekleniyor tabii ki.

Null Zone ve Schumann Rezonansı. Bu kuşağa girmeden önce, yani bu zamanda, “Null Zone” (sıfır bölgesi) denilen zaman deneyimlenmekte. Bu dönem boyunca sismik aktivite ve volkanik hareketlenme görülüyor. Ayrıca iklim değişiklikleri ve buna bağlı olarak şiddetli tayfunlar, fırtınalar ve hortumlar gözlemleniyor. “Null Zone”, bir başka deyişle, madde ve madde olmayan bütün partiküllerin yok edildiği yer. Oluşacağı beklenen bu foton etkisi çok önemli, zira bize yeni bir enerji kaynağı sunacak. Bu kaynak, doğal olarak fosil yakıtlara bir son verecek ve bunun sonucunda da tahmin edildiği üzere daha yaşanılabilir bir dünya oluşturulmuş olacak. Bu bölgeye geçişin kanıtı olarak gösterilen en güçlü kaynak ise Schumann Rezonansı. Dünya’nın kalp atışı olarak nitelendirilen bu titreşim daha önceki zamanlarda 8.1 iken günümüzde 12.1′e yükselmiş durumda, ve hızla yükselmekte. 13.0 olduğunda ise “Null Zone”un tamamlanmış olacağı rapor ediliyor. Astrofiziksel hesaplamalara göre Foton Kuşağı’na saatte 208.800 km hızla gireceğiz. Kuşağın enerjisi fiziksel sonuçların yanında eterik ve spiritüel anlamda da kendini gösterecek.

Bilimsel veriler, ciddi ve hızlı bir değişim olduğuna işaret ediyor ve bu yüzden artık iddia kavramı yerini "gerçeğe" bırakmış durumda. Rus bilim adamları tarafından açıklanan değişimler de galaksinin merkezinden gelen enerjinin varlığını teyit eder yönde. Dr.Alexey N.Dmitriev’in çalışması gösteriyor ki gezegenlerin atmosferleri, gezegenlerin kendileriyle birlikte büyük bir hızla değişim geçiriyor. Örneğin Mars atmosferi zamanla daha kalınlaşıyor; Ay, kendi atmosferini oluşturmakta. Ya da bu tarz bir değişimi kendi gezegenimizde görebiliyoruz: atmosferdeki HO(hidroksit) oranı daha önce hiç ölçülmediği kadar fazla. Bu oran küresel ısınma, florkarbon emilimleri ya da bu tarz oluşumlar sonucu oluşmuyor; sadece kendilerini gösteriyorlar. İyonosfer tabakasında plazma jenerasyonu, magnetosferde magnetik fırtınalar, atmosferde ise siklonlar aracılığı ile enerji boşalımları oluşumları gözlemleniyor. Daha önceden nadir rastlanan atmosferik yüksek enerji fenomenine artık daha sık ve yoğun rastlanmakta. Gaz-plazma zarfının maddesel birleşimi de transforme olmaktadır. Gezegenlerin manyetik alanları ya da parlaklıkları da hızla değişiyor, artıyor. Jüpiter, Venüs, Uranüs ve Neptün, bu sonuçların alındığı gezegenlerden.
Rus Ulusal Bilim Akademisi Foton Kuşağı üstüne çalışmalar yapıyor

Dünyamızda eyleme geçmiş olan transformasyonlar ise aşikar. Gün be gün artan sismik aktivasyon, volkanik hareketlenmeler ve diğer bir çok doğal felaketler elbette ki gözlerden kaçmıyor. Dr.Dmitriev’in belirttiği ve dikkat çektiği nokta ise bu çeşit bir değişimin dünyada daha önce 10.000 yıl önce görülmesi. Burada göze çarpan ve bazı topluluklar tarafından ortaya atılan konu ise güneş ile dünyanın değişimleri arasındaki bağlantı. Maalesef bu tarz konularda çoğu bilgi ifşa edilmiyor. Bu tarz araştırmaların yapıldığı bir merkez de Sibirya’daki Rus Ulusal Bilim Akademisi. Burada yapılan çalışmalar sonucu edinilen bilgi ise şöyle: Şu anda Güneş Sistemi’nde yaşanılan enerjisel değişimin tek olası sebebi farklı-daha yüksek olan bir enerji alanına giriyor olmamız olabilir. Ve bu yüksek enerjiye geçişin sonucunda DNA spirallerinin kendileri de değişim geçirmekteler. Şimdiye kadar hayatımızda yer alan bilim araştırmaları sonucu elde ettiğimiz bilgilerle ortaya çıkarılan 2 sarmallı DNA yapısı hızla mutasyona uğramaktadır. Bu sıçrayışla da bu sarmalın 2′den 12′ye çıkacağı biliniyor. Bu enerji emiliminin Güneş Sistemi’ndeki tüm maddelerin özünü değiştireceği bekleniyor, ki bir bir de deneyimliyoruz çevremizde.

Aslında tüm bunlar, hücresel ya da ruhsal boyutta olsun, bize pek yabancı değil. Çevremizde her an deneyimlediğimiz olayların dökümü sadece. Kainata dikkatlice baktığımızda ve onu içsel sesimizle dinlediğimizde bunlardan farklı bir şey duymayacağımız da aşikar. Her gün yaşadığımız ve gün geçtikçe artan doğal felaketler, politik sürtüşmeler, savaşlar, içsel değişimler binlerce yıldır beklenilen dönemin getirileri elbette. Bunların hepsi asırlardır bekleniyordu; kutsal kitaplarda olsun, kadim medeniyetlerin yazıtlarında olsun her zaman karşımıza çıktılar. Şimdi ise bu değişime tanık oluyoruz ve yeni dönemin getirdiği farklılıklara yaşamlarımızı yaşayacağımız "Altın Çağa"adapte etmeye hazırlanıyoruz. Değişimi kabul edecek ve “bir” olacağız, ya da eski enerji ile birlikte savrulmayı göze alacağız.

Görevli bilinçlerin uyanarak geçiş döneminde sarsıntının en aza indirgenmesini sağlamaları ise spiritüel tüm odakların temennisi. Çünkü aslında bütün ezoterik bilgilerde geçiş dönemi anlatılıyor...

Neden Kişisel Gelişim!!!

Farkındalığımızı ve kişisel gelişimimizi arttırmak, yapmamız gereken işlerin en başında yer almakta.  Diyeceksiniz ki nasıl ?


Olumlu olmak ve pozitif düşünce her şeyden önce gelir. Oluşturduğunuz tüm düşünceler ve duygular evrene enerji olarak dalga dalga yayılırlar ve sizlerin istekleri doğrultusunda geleceğinizi şekillendirirler. Olumlu enerjiler size olumlu, olumsuz enerjiler ise olumsuz olarak size geri dönerler. Evren (Kaynak) sınır tanımayacak kadar sonsuzdur ve bitmek tükenmek bilmez. Çok bol ve verimlidir. Saf bir niyetle istediğiniz her şey size verilir. Bunun için önce istemeli, iyi plan yapmalı ve eyleme geçmeniz yeterlidir. Burada tek önemli konu vaz geçmemek ve kararlı olmaktan geçer.

İnsan geçmiş ve gelecek ile uğraşmadığında AN da yaşamaya başlar. Bu durum etrafında yer alanları (olayları, fırsatları, insanları, vb.) daha net görebilmesini getirir yani, Farkında Olma durumunu. Yaşamınızdan ve yaptıklarınızdan çok daha fazla keyif alma ve mutlu olma durumudur An da yaşamak yada Anı yaşamak...

Bunun sağlanabilmesi geçmişin kızgınlık, pişmanlık, öfkeleri ve gelecek ile alakalı endişe, korku ve kaygıların temizlenmesi ile olur. İnsanların genelde biriktirme huyları mevcuttur. Hayatınıza yeni şeylerin girebilmesi için sizin onlara yer açmanız gerekmektedir. Bolluğun ve bereketin (Aşk, Sevgi, Para, Güç, vb...) size gelebilmesi için yaşamınızda yer işgal eden ve sizin için rengi solmuş ışığı sönmüş herşey den kurtulmanız gerekmektedir. Kurtulmamız gerekenler sadece eşyalar değildir, fikirler, düşünceler, kırgınlık, kızgınlık, suçluluk duyguları, vb... Darda kalma korkusuyla biz bu duyguları biriktiririz bu durum egosal bir durumdur.

İnsanlar bu duyguları biriktirerek esasında evrene 2 büyük mesaj gönderirler;

* Geleceğe güvenim yok...
* Zaten yeniye ve iyiye layık değilim...

Unutulmaması gereken en önemli şey ise, değişimin insanın kendisi için olduğu ve sadece insanın kendi isterse gerçekleşeceğidir. Bu noktadan sonra kafanızdaki düşünceler artık deli gibi koşmayı bırakacaklar, ve siz Anı yaşamaya başlayacaksınız. Meditasyonlar da bu amaçla kullanılan etkili silahlardır. Amaç düşüncelerimizi engellemek, durdurmak ve Evren, Kaynak ile bağlantıyı yeniden (reconnection) kurabilmektir. Neden bağlantıyı kurmak istiyoruz diye sorduğunuzda ise bu sorunun cevabı herkes için değişiyor. Bununla birlikte, ortak bir cevap da mevcut.

HEP MUTLU YAŞAMAK, FARKINDA OLMAK VE MUTLAK BİLİNMEZİ ÖĞRENMEK...

Üzerinize Gelindiğinde

Zaman zaman üzerinize geliniyormuş gibi hissettiğinizde de bir an için durun ve düşünün. Burada benim hayrıma ne var diye ve bekleyin göreceksiniz. Yeter ki içinizdeki o konuya olan inancınız kaybolmasın... O an için kötü olan esasında size ileride hayrınıza olan başka bir şey için gerçekleşiyor...

Yaşama ve Kendinize Güvenin

Hayattan hepimizin beklentileri var ve başarılı olmak için uğraşıyoruz. Başarı konusunda en önemli enerji, kendine güvendir. 


Aslında bunun eksikliği bizlerin başarısız olmasının en önemli nedenidir. Çünkü insanlar yapamadıkları için değil, kendi değerlerine ve yeteneklerine inanmadıkları için başarısız olurlar. Kendinizi nasıl görüyorsunuz? Değerli ve yeterli olduğunuza inanıyor musunuz? Yaşama ve kendinize güvenin...

.

Değişim Tam Zamanlı Bir İştir

7 gün ve 24 saat saat vazgeçmeden, yılmadan sınavlarımızı teker teker vererek. Üstelik bizimle uğraşacak EGO'muza yenilmeden. Yılmadan değişim yolunda kararlı bir şekilde yürümek zorundayız.

Kızdığımız Zamanlar

Bizi kızdıran ve sinirlendiren konular, insanlar, durumlar, olaylar hatta yazılar, bize içimizdeki durum ve düşüncelerimiz ile alakalı ayna olmaktadırlar. İçimize dönüp bakmamız gerekiyor, bu duyguyu biz nerede kimden aldık ve üzerimize giydik diye. Bulduğumuzda ki saf bir niyetle düşünüp bıraktığımızda, bu duyguyu nerede, ne zaman ve kimden aldığımız bize cevap olarak gelecektir.

Olumlu Olmak

Sıkıldım, yoruldum, bunaldım demek ben gitmek istiyorum anlamına gelir. Tanrı sizin tüm isteklerinizi yerine getirmeye size söz vermiştir...


Hayal Kurmak

Hayal gücü gerçeklerden kaçmak için değil, gerçeği ve geleceği yaratmak için kullanılır. Kendinizin ve özellikle çocuklarınızın hayal güçlerinin gelişmesi için lütfen çaba harcayınız...Ve lütfen hayal kuran çocuklarınızın hayallerini çalmayın ve engellemeyin.

Yeni Dünya

Paylaşmak yeni dünyanın tek amacı olacak... Bu paylaşımın içinde kalabilmek için, farkındalığımızı ve kişisel gelişimimizi arttırmak, yapmamız gereken işlerin en başında yer almakta...