31 Ocak 2012 Salı

HADİ KARAR VERİN GÜCÜN HANGİ YANINDA OLACAKSINIZ?

Huylarınız, eğilimleriniz, davranış biçiminiz niyetlerinizi yansıtır. Eğer öfkeli, korkak, kırgın ya da kinci iseniz, insanları kendinizden uzak tutma niyeti besliyorsunuz demektir. 

İnsanların duygusal özellikleri başlıca ikiye ayrılır. 

SEVGİ VE KORKU

Öfke, kim, kırgınlık, suçluluk duygusu, pişmanlık, sıkıntı, üzüntü gibi duygular korkunun ifadesidir. Bunlar düşük frekanslı enerji akımlarıdır. İnsanın kendisini yorgun bitkin, zayıf, beceriksiz ve tükenmiş hissetmesine neden olurlar.

Frekansı en yüksek olan akım, sevgidir. Sevgi, canlılık, aydınlık, hafiflik, mutluluk, ve sevinç üretir.


Balık Burcu (19 Şubat - 20 Mart)

Yönettiği Ev: 12. Ev

Özellikler: Hayalci- Şair- Mistik- Sübjektif- Farkındalık- Sonlanma- Yüksek özveri- İlham- Sezgi

Vücudumuzda Temsil Ettiği Bölge: Ayaklar

Elementi: Su

Yönetici Gezegeni: Neptün(Modern), Jüpiter (Antik)

Niteliği: Değişken

Misyonu: Ve Tanrı demiş ki; Sana hepsinden daha güç bir görev veriyorum. Senden insanların üzüntülerini toplayıp bana geri getirmeni istiyorum. Senin gözyaşların sonunda benim gözyaşlarım olacak. Senin topladığın üzüntüler insanların beni yanlış anlamalarından doğmuş üzüntülerdir, fakat senin onlara vereceğin şefkatle onlar yeniden beni anlamaya çalışacaklardır. Bu güç görev için sana en büyük armağanımı veriyorum. Sen on iki çocuğum arasında beni tek anlayan olacaksın, fakat bu anlayış yalnız senin içindir, sen onu insanlara anlatmak istediğinde onlar seni dinlemeyeceklerdir"

Balık parlak, duygusal, hassas ve çekici bir karaktere sahiptir. Kendisini tüm Evrenle bir hissetmek en büyük hayalidir. Çevresine açık olabilmek için kendini her zaman arka plana yerleştiren Balık insanı, böylece ilk başta kendi kişisel hedef ve isteklerine odaklanmak yerine hayatın ortak kaderine yönelir. Bu özellikleri Balık insanının çabuk etkilenmesine, kandırılmasına sebep olur.

Alıcıları her zaman açık olan Balık her türlü ortama uymaya daima hazırdır. Sanatçıların, senarist/yönetmenlerin, modacıların ve reklamcıların Horoskop’larında Balık burcu vurgulanmış ve güçlüdür.
Hayal dünyası çok güçlüdür, ancak bazen bunu gerçeklerden kaçmak için kullanır. Gerçeklerde hayalleri karıştırabilir. Günlük işlerin kendisini aştığını düşündüğünde ise hayata karamsar bakar ve kendisini kurban gibi görür. Hayal kırıklığına uğradığı ortamlardan kaçmayı tüm diğer burçlardan daha iyi başarır.

Romantik bir sevgili olan Balık burcu, kendinizi ona teslim ettiğinizde sizi el üstünde taşır. Kendisini ikili ilişkilerde geri planda tutan Balık insanı, bazen kiminle birlikte olduğunuzu sorgulamanıza sebep olur. Sevgide duygusal yoğunluklar, iltifatlar ve sadakat arar, eğer bu aradıklarını bulamazsa, size hissettirmeden kendine başka bir ortam kurar ve yanınızdan kayboluverir.

İş hayatında gerek yönetici, gerekse çalışan pozisyonunda her zaman hayal gücü ve bir sanatçı edası ile yaklaşan duygusal Balık insanı işine sezgileriyle yaklaşarak yön vermeye çalışır. Katı kuralları sevmez, ancak işyerini benimsediği an kendini işiyle ve işyeriyle “bir”; hisseder ve elinden gelen her türlü fedakârlığı yapar. Kendi altında ya da kendi ile birlikte çalışanlardan da işlerini aynı şekilde benimsemelerini ister. Her ne kadar anlayışlı bir yönetici de olsa, tatil ve benzeri istekler karşısında olumlu davranmayabilir. İşi ile kendini bütün hisseden Balık insanı bu gibi şeyleri “egoistçe” bulabilir ve anlayamaz.

28 Ocak 2012 Cumartesi

KOVA BURCU (21 Ocak - 18 Şubat)

Yönettiği ev: 11. Ev
Özellikleri: Dahi- Devrimci- İdealist- İnsan zekası- Özgür- İnatçı- Bilim adamı- Sürgün- Doğrucu- Sosyal
Vücudumuzda temsil ettiği bölge: Bacaklar
Elementi: Hava
Yönetici gezegeni: Uranüs(Modern), Satürn(Antik)
Niteliği: Sabit
Misyonu: Ve Tanrı demiş ki: Sana insanların tüm olanakları görebilmeleri için gelecek kavramını veriyorum. Benim sevgimi kişiselleştirmen için yalnızlık acısını çok duyacaksın. İnsanların gözlerini yeni olanaklara çevirebilmeleri için sana özgürlüğü armağan ediyorum.
Özgürlük başlıca tutkusudur Kova burcunun. Fikir alışverişlerini sever, ancak kendisine ne yapacağını söylemeniz büyük hata olur. Her zaman ne yapacağını iyi bilir ve karşısına çıkarılan şartlara, kurallara ve yol göstericilere sinirlenir. Kendi fikrinden başkalarının sözlerini dinleyerek vazgeçmek, ona kendi kendini aldatmak gibi gelir. Bu yüzden gerek işte, gerekse ilişkilerde uzun süreli sorumluluk almak Kova insanına zor gelir. Genellikle kendi gibi düşünen insanlar arar ve ilişkisi onu kısıtlamadığı sürece sadık bir arkadaştır.
Kendisi için gerekli olduğuna inandığı ve kullandığı özgürlük alanının başkalarının da hakkı olduğunu bilir. Davranışları ile de bunu belli eder. Genellikle kendi istediği biçimde yaşar, onun için kurallar, toplumun önemsediği şeyler, moda, vs. gibi konular önemli değildir. Her zaman kendi görüşünü savunur ve ona göre yaşar. En büyük hedefi kendi olmaktır.
Kova burcu insanı için mümkün olmayan hiçbir şey yoktur. Esnek bir zihne sahiptir ve ihtiyaçlar doğrultusunda dâhice olmasa bile, orijinal fikirleri vardır. Her zaman geleceğe odaklanmıştır ve geleceğin sonsuz imkânlarını hayal etmek ona haz verir. Değiştiremediği geçmişi onu fazla ilgilendirmez.

Kendisini farklı ve özel kabul eder, ancak buna rağmen başka insanlara tepeden bakmaz. Onun gözünde aslında bütün insanlar aynı değere sahiptir. Geleceğe yönelik olması, insanlığın ilerlemesi için gerekli olan yolu açmasına sebep olur.
Din, dil, ırk ayrımı yapmaz gerçek bir hümanisttir.
Sahip olduğu bu özellikler bazen ukala ve kendini beğenmiş olmasına sebep olabilir. Bazen kendini özel ve farklı bulması onun için için gururlanmasına sebep olur. Hatta ne kadar akıllı ve dahi bir insan olduğunu kimseye ispat etmek zorunda olmadığını, insanların bunu keşfetmeleri gerektiğini düşünür. Tabii bu keşif için gerekli alt çalışmaları da gizlice yapmaya hazırdır.
Takım çalışmalarına çok yatkındır, ancak takım içinde farkının hissedilmesini de ister. Yenilikçi ve insancıl olan Kova burcu insanı zorlayıcı şartlar altında isyancı olabilir ve çevresindekileri de buna tetikler.
Çevresine karşı genellikle soğuk ve mesafelidir. Bazen tek başına kalmak isteyen kova burcu insanı, acil durumlarda “güvenilmez” rolünü bile üstlenebilir.
İkili ilişkiler onun için deneysel ortamlar gibidir. Bir kova burcu karakterinin bağlanması için gerçekten çok sevmesi gerekir, yoksa buna asla izin vermez. Onu kendinize uydurmaya kalkmanız büyük hata olur, o her zaman kendi yaşam tarzını ve özgürlüğünü koruyacaktır. Onun günlük alışkanlıklarını değiştirmeniz mümkün değildir. Sizin de bu konuda ona uymanız için sizi asla zorlamaz; sonuçta sizi olduğunuz gibi hayatına kabul etmiştir. Onu kısıtlamadığınız ve ilgisini çekmeyi başarabildiğiniz sürece size bağlı kalır.

Romantik bir âşık değildir, aşırı duygusallıktan ve fazla romantik sahnelerden hoşlanmaz. Ancak seks onun laboratuarı olabilir. Orijinal ve tamamen kendi olan bu kişi en özel anlarda da bu özelliklerini koruyacaktır. Yenilikler keşfetmek onun için bedensel ihtiyaçtan daha öndedir, kısacası yatakta yenilik peşindedir.
İşyerinde ona kesinlikle zorunluluklardan ve yapılması gerekenlerden bahsetmeyin, nasıl bir tepkiyle karşılaşacağınız hiç belli olmaz. Onu hiçbir şekilde kısıtlamazsanız fikirlerini ve yeteneklerini ortaya koyar.
Sürekli keşifler peşinde olan yapısı ister yönetici, ister çalışan olsun işine yansıyacaktır. Ancak kova burcunu gerçek anlamda mutlu edecek şey, kendi istediği işte, kendi belirlediği şekilde çalışmaktır. Bağlı olmak istemez.

27 Ocak 2012 Cuma

Mutluluk Nedir? Mutluluk Ne Değildir?

Mutluluk hayatta ki küçük sürprizlerdir:

Söyle bana eğer her şeyi bilirsen sana nasıl sürpriz yapabilirim? Arada bir kapat gözlerini, hesaplama her adımı, bilme geleceği ne olur...

Mutluluk bu günde yaşamaktır:

Söyle bana eğer geçmişin tozlu katmanları arasında kalmışsan seni nasıl görebilirim, duyabilirim yada dokunabilirim? Arada bir dön bana, geçmişi bir yana bırakıp şu dakikaları benimle yaşa ne olur...

Mutluluk oyun oynayabilmektir:

Söyle bana her sözümü ciddiye alırsan seninle nasıl şakalaşabilirim? Arada bir gevşe, sakinleş, umursama kelimelerin altında yatan derin ve büyük anlamları, oyna benimle ne olur...

Mutluluk paylaşmaktır:

Söyle bana eğer en derin korkularını, sırlarını, utançlarını benden saklıyorsan, senin yaşamını nasıl paylaşabilirim? Arada bir açıl bana, zayıflıklarını da sevmek istiyorum en az güçlü kolların kadar...

Mutluluk özgürlüktür:

Söyle bana her yaptığıma karışıp beni sevgi zincirlerinle bağlarsan nasıl seni sevdiğimi ispatlayabilirim? Hep içinde bir korku olmaz mı 'ya beni bırakıp giderse bir gün?' diye... Arada bir güven bana, serbest bırak, risk al, bırak seni özgürce sevebileyim ve her gün seninle kalmaya yeniden karar verebileyim...

Mutluluk güvenebilmektir:

Söyle bana eğer duygularını ve düşüncelerini açık yüreklilikle bana anlatamıyorsan, nasıl kendimi sana yakın hissedebilirim? Nasıl kendimi sana teslim edebilirim? Arada bir kabuğundan sıyrıl ve bana güvenmeye çalış, sana güvenmeme izin ver ne olur...

Mutluluk fedakarlıktır:

Söyle bana sürekli benim için yaptıklarını yüzüme vurup durursan, fedakarlıklarının değerini nasıl görebilirim? Arada bir sabret ve bırak yaptıklarını ben göreyim, sana teşekkür edebileyim...

Mutluluk dinlemektir:

Söyle bana sürekli kendinden bahsediyorsan seni nasıl dinleyebilirim? Arada bir soru sor bana, gerçekten ilgilen benim söylemek istediklerimle, merak et ne olur...

Mutluluk saygı duymaktır:

Söyle bana sürekli arkadaşlarımı, dinlediğim müziği, giydiğim kıyafetleri, sözlerimi, tavırlarımı eleştiriyorsan, nasıl kendime saygı duyabilirim? Arada bir beğenmesen bile kabullen benimle ilgili gerçekleri ne olur...

Mutluluk bakmaktır:

Söyle bana başım ağrıyor dediğimde umarsızca 'ağrı kesici al' dediğinde nasıl sevildiğimi hissedebilirim? Arada bir yanıma gel, serin elini başıma koy, yatır beni koltuğa, üzerime bir battaniye ört, hatta uzanıver yanıma, bana tatlı bir hikaye anlat ne olur....

26 Ocak 2012 Perşembe

Sezgilerimiz Bize Nasıl Bilgi Veriyor...

İçimizde güçlü bir rehberlik sistemi vardır. O içimizde sabittir ve bizi İlahi zekaya veya diğer bir değişle ortak bilince ya da Tanrı'ya bağlar. Eğer kendinizi sürekli tükenmiş, güçsüz düşmüş ve kederli hissettiğiniz bir yaşam yaşıyorsanız, yaşam kaynağından, içimizdeki bilgelikten gelen enerji akımının önünü kesmişsiniz demektir.

Yeniden güçlü, mutlu, umut dolu bir yaşam sürmek istiyorsanız görev, bağlantıyı yeniden kurmaktır. Bu konuda en büyük yardımcımız öncelikle sezgilerimizdir.



SEZGİLERİNE GÜVEN DUYAN İNSANLAR YAŞAMLARINDA BAŞARILI OLMAYA DAHA YATKINDIRLAR. EĞER SEZGİLERİNİZİN DUYGULARINIZ YARDIMI İLE SİZE GÖNDERDİĞİ MESAJLARA KORKMADAN, EGO'NUZA YENİK DÜŞMEDEN, UYARSANIZ HAYAT ÇOK DAHA BAŞARILI GEÇECEKTİR.


Örnek Sezgi Çalışması


Gerçekten istediğiniz bir şeyi düşünün. 


Şimdi 30 saniye süreyle kendinize şöyle söyleyin: Ona asla sahip olamayacağım. Yeterince iyi değilim. Şanslı değilim. Bu isteğim asla gerçekleşmeyecek. Devam devam tekrar edin 30 saniye ne olacak ki sadece 30 saniye...

Şimdi nasıl hissediyorsunuz?

Oldukça keyifsiz büyük bir ihtimalle doğru değil mi? Süper!Sezgileriniz düşüncelerinizi değiştirmeniz için sinyal veriyor demek anlamına gelir sezgilerin ve duyguların kötü olması..

Hadi şimdi bir daha deneyelim ve y
aşamınızda istediğiniz bir şeyi düşünün.


Şimdi 30 saniye şöyle diyeceksiniz; (O şey neyse adını söyleyerek ya da başarıyı adlandırarak) Onu elde edeceğim. Doğru yolda olduğumu biliyorum. Bunu başarman için gereken her şeye sahibim. Bunun gerçekleşmesi sadece an meselesi.

Bahse girerim ki şimdi kendinizi daha iyi hissediyorsunuz değil mi? 



İşte bu da sezgilerden gelen mesajdır. Bu kez de iyi duygularınız doğru yolda olduğunuzu size gösteriyor ve isteğinizi elde edeceğiniz titreşimi enerjiyi yayıyor.

Zihninizde bulduklarınız oraya koyduklarınızdır, o
raya iyi şeyler koyunuz.



21 Ocak 2012 Cumartesi

Seçimler ve Niyetler..!!

Tüm yaşamınızı başarılı hale getirmek için şu an durup düşünmeniz ve değişmeniz gerekiyor. Kendinize şu önemli soruyu sormanız gerekiyor: Şu anda benim niyetim nedir?  Her geçen an, sizin için seçim fırsatı vardır.


Yargılamak niyetinde misinizi şefkat duymak mı? Endişelenmeye mi karar verdiniz yoksa güven duymaya mı? Bağımlılık içinde ısrarcı mı olacaksınız yoksa işleri kontrolünüz altına mı alacaksınız?


Kendinizi eleştirecek misiniz yoksa vazgeçip kendinizi sevmeyi mi yeğleyeceksiniz?


Burada bahsettiğimiz sizin hayatınız!! 


En derin başarı ise sadece kalbinizdedir. Tam anlamıyla hissedilen güvenin mutluluğu ile vazgeçmenin tatlı dinginliği arasında olmanın huzurunu yaşamayı seçiniz... 

İSTEMENİN SIRRI SEMİNERİ...

İsteklerimiz ve arzularımız var. Bunları hayatımızın tam içine çekmek için de dileklerde bulunuyoruz bunu bazen sessiz bir şekilde içimizden yaparken bazen de çevremizdeki arkadaşlarımızla ve dostlarımızla neler istediğimizi paylaşıyoruz.

Esasında şöyle bir düşündüğümüzde, bir gün içinde ne kadar çok istekte bulunduğumuzun farkında mısınız?  Bir günde yaklaşık 100 ile 200 defa arasında istekte bulunuyoruz. İsteklerinizin kabul olmasını ister misiniz?


Yaşam bir deneyimdir. 


Tüm istek ve arzularımız ise bilinçli veya bilinçsiz aklımız ile deneyimlerimize hizmet eder. Bu seminere saf ve pozitif niyet ile katılacak ve öğrenmeye açık her bir bireyin, hayatının çok kısa bir süre içerisinde değiştiğini ve dönüştüğünü hep birlikte göreceğiz...

Sizleri bu seminere katılmaya davet ediyorum. Anlamını ve yolunu bildiğiniz takdirde her şey mümkündür ve mucize diye bir şey yoktur. 

Tesadüf diye bir şey de yoktur.!!




Seminer Tarihleri ve Yerleri

İstanbul - 4 Şubat 2012 Cumartesi / Suadiye Oteli (Suadiye)

Ankara - 11 Şubat 2012 Cumartesi / Tunalı Oteli (Tunalı Hilmi Cad.)

İzmir - 18 Şubat 2012 Cumartesi / Beyaz Cafe (Alsancak)

SÜRE  10.30 - 17.30 ( 6 SAAT)

Katılım Ücreti 200 TL ( 3 kişi ve üzeri gelen gruplara kişi başı 150 TL üzerinden ücretlendirme yapılacaktır)

Katılımcı Sayısı her il için 40 kişi ile sınırlandırılmıştır. http://www.facebook.com/events
linki tıklayarak ilgili şehirden katılımınızı sağlayabilirsiniz. Katılım ve detaylı program için 0532 136 39 39 numaralı telefondan bilgi alabilir ve rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Bu seminere katılan tüm katılımcılar, ücretsiz 1 görüşme hakkını da birlikte alacaklardır. 


19 Ocak 2012 Perşembe

Saf Niyet....

Zorluğun derinliklerinde veya başarının yüksekliklerinde bulunduğunuzda, deneyimin gerçek önemi sizin tepkilerinizdeki bilinç ve niyet ile ölçülür.  


Eğer değere (saf niyette olursanız) niyet ederseniz ne olursa olsun hayatınız bunu yansıtan seçenekler ve kavrayışlar ile dolu hale gelir. Enerjiniz cesaret ve derin bir bütünsellik ile titreşerek muhteşem bir çekim meydana getirir...

17 Ocak 2012 Salı

İyi Hissetmek İçin...

Eğer gerçekten sizi kötü hissettiren hislerinizden ve duygularınızdan kökten kurtulmak istiyorsanız, düşünme şeklinize yakından bakınız! Neredeyse sıkıntı veren duygularınızın tamamı 3 kaynağa dayandığını göreceksiniz... 

* Kendinizden hoşnut olmama,
* Diğer insanların hakkınızda düşündükleri,
* Gelecekten korkma...

Bu yargılarınızın her birinde kendini teşvik etme, cesaretlendirme, huzura kavuşma ya da iyimserlikle güven duyma gibi yakın olasılıklar da bulunmaktadır. Yakın olan bu doğru yolları sıkıca tutun ve duygularınızda, enerji titreşimlerinizde önemli değişiklikler olduğunu göreceksiniz...

15 Ocak 2012 Pazar

Bu Gün Kendinize Hediye Alın...!!!

Bize verilen bir günümüz daha olduğu için yeni güne şükredelim ve değerli olduğumuzu hatırlayarak kendimizi onaylayalım. Kendimizi onaylamak, ödüllendirmek çok önemli duygu ve davranıştır. Bir çoğumuz sıklıkla kendimizi yaptığımız şeyin önemli bir şey olmadığına ikna ederiz.

Bu çok kötü bir alışkanlıktır, bu alışkanlığınız devam ettiği sürece doğal olarak hiç bir zaman önemli bir şey yapmadığınızı düşüneceksiniz. Yaşam boş gözükecektir, çünkü bu tatsız tavrınız tüm çabalarınızdan dolayı aldığınız zevki heyecanı başarma duygunuzu ortadan kaldıracak ve daha başlamadan sizi yenilgiye uğratacaktır.

Kesinlikle ve şiddetle motivasyon eksikliği hissedeceksiniz.

Bu durum yıkıcı gidişatı tersine çevirmek için atacağınız ilk adım böyle hissetmenize neden olan düşüncelerinizi belirlemektir. Bunları belirledikten sonra bu duygu ve düşüncelerinizi tam tersi duygu ve düşüncelerle değiştirmek yaptığınız işe kendinizi vermek o işin ve her işin önemli olduğunu düşünün ve yaptığınız başardığınız her şey için kendinizi onaylayın.

Sakın ama sakın kendinizi küçük görmeyiniz çünkü bilinç altımızın asla şaka anlayışı yoktur. Kendi kendimize söylediğimiz her şeyi bilinç altımız gerçek sayar ve o yarattığınız gerçekliğe uygun duygular oluşturur.

Yani ne kadar aptalım, ne salak bir şey yaptım, ne kadar sakarım gibi kelimeler, cümleler direkt olarak bilinç altımızı böyle olduğumuz yönünde etki altına alır ve hele de bir süre bu kelime ve cümleleri söylemeye devam ederseniz bilinç altınız aynen söylediklerinizi sizin için gerçek kılar.

Ben değerliyim, ne yaparsam muhteşem bir şekilde gerçekleştiririm, her şeyi başarırım gibi cümleler kurmak kendi kendimize zaman zaman hediyeler almak ise önce bilinç altına sonra da yaşamımıza bu söylediğimiz şeyleri aynen çekerler...

Güzel bir pazar diliyorum...

11 Ocak 2012 Çarşamba

Yaşam Enerjisi Nasıl Doldurulur...!!!

Yaşam enerjiniz büyük ölçüde günlük yaşantınızdaki duygusal kaliteniz ile tanımlanır. Hayallerinizi ve arzularınızı desteklemek için mevcut duygularınızı neşe, huzur ve takdir hisleriyle yeniden yüklemelisiniz. Şu an oluşturduğunuz bu duygular içerisinde yaşayın, çünkü bu oluşturduğunuz enerji dalgası sizin içinize yönelecek ve gelecekte de akmaya büyümeye devam edecektir...

Nasıl mı?

1. Duygularınızı ifade edin.
2. Düşünce sistematiğinizi değiştirin.
3. Duygusal çağrışım uygulayın. (Olumlayın)

Nasıl hissederseniz o enerjiyi yansıtırsınız. Psikolojinizi olumluya çevirdiğinizde enerji dünyanız da beklenmedik şekillerde gösterdiğiniz çabaya karşılık verir ve olumluya döner.

8 Ocak 2012 Pazar

Uluslararası Yaşam Koçluğu Sertifikasyon Programı

Uluslararası Yaşam Koçluğu Nedir?
Uluslararası Yaşam Koçluğu; Beden-ruh-zihin dengesini yeniden kurgulayarak yaşamında yepyeni farkındalıklarla yürüyebilmek için başvuran danışanlara yardımcı olmayı amaçlayan, varoluşçu ve insancıl psikoloji yaklaşımı, kuantum koçluk, kinesyoloji, NLP ve telkini birleştiren uluslararası koçluk yaklaşımıdır.

Eğitim Programı
1.    Ay Eğitimi ( 2 Gün )
Varoluşun Anlamı, Kader, Evrensel İlkeler ve Gölge Etkisi

2. Ay Eğitimi ( 2 Gün )
Genel Psikoloji ve Psikoterapi Teknikleri


3. Ay Eğitimi ( 2 Gün )
Beynin Yapısı, Beynin Hayatımıza Etkileri, İstemenin Sırrı

4. Ay Eğitimi ( 2 Gün )
Beden Dili, Temsil Sistemleri, Kalibrasyon ve Ölçekleme

5. Ay Eğitimi ( 2 Gün )
Meditasyon Nedir? Milton Dil Kalıpları ve Hipnoz Teknikleri

6. Ay Eğitimi ( 2 Gün )
Koçluğun İleri Düzey Yeterlilikleri
(Seçilmiş NLP Teknikleri)

7. Ay Eğitimi ( 3 Gün )
Dünya Koçluk Federasyonu Tarafından Onaylanan Temel Yeterlilikler
(Liderlik, Motivasyon, Koçluk Kavramları)

8. Ay Eğitimi ( 3 Gün )
Dünya Koçluk Federasyonu Tarafından Onaylanan Temel Yeterlilikler
( İletişim, Zaman, İkna Kavramları)

9. Ay Eğitimi ( 2 Gün )
Avrupa’da uygulanan seçilmiş enerji çalışmaları
(Matrix, Dalga Boyutları, Kalıntıların Temizlenmesi İle İlgili Teknikler)

10. Ay Final Eğitimi ( 2 Gün )
Ruh Nedir? Ruhsallık, Ruhsal Planlarımız, Ezoterizm Nedir? Semboller

Uluslararası Yaşam Koçluğunun Etik İlkeleri
Yaşam Koçunun yetkinliği sadece alınan sertifikaların sayısı ile belirlenemez. Dürüstlük, ahlak, içtenlik, samimiyet, sorunlara pozitif ve çözüm odaklı yaklaşım yeteneği, açık sözlülük, gerektiğinde uzmanlarla işbirliğine yatkınlık, öz’ de ve söz’ de birlik ve bütünlük gibi kişisel özellikler ile sır saklama kabiliyeti, bireyin özel yaşamına saygı mutlak sahip olunması gereken niteliklerdir.

Uluslararası Yaşam Koçluğu Sertifikasyon Programını Bitirdiğinizde
HumanİST Akademi, Yaşam İle Alakalı Herşey ve International Academy of Spirit’in – Uluslararası Yaşam Koçluğu Sertifikasına sahip olacaksınız.

International Academy of Spirit’in Hipnoz Sertifikasına sahip olacaksınız.

Adı geçen kurumların web sitelerinde 2 yıl süreyle akredite olacaksınız.

HumanİST Akademi ve Yaşam İle Alakalı Herşey yapacağı bireysel çalışmalara katılarak Süpervizyon alacaksınız.


Eğitmenler ve Süre
H. Serdar Ceylan, Kartal Özal, Betül Savaşer
Süre 10 Ay Sonunda 22 Gün + 7 Gün Süpervizyon.

Eğitimin Başlangıç Tarihi 
İstanbul Eğitimi    24, 25 Mart 2012

Eğitim Ücreti ve Sınıf Kapasitesi
Peşin:         5.500 TL
Vadeli:        6.500 TL ( 2.000 TL Eğitime Başlarken Peşin, Kalan 9 Ay x 500 TL)
Her sınıf maksimum 16 kişi ile sınırlandırılmıştır. 


İletişim ve Kayıt İçin
Sizde, Uluslararası Yaşam Koçluğu Sertifikasyon Programı hizmetimizden faydalanmak istiyorsanız bize 0530 544 40 39 veya 0532 136 39 39 numaralı telefonlardan ulaşabilir ya da info@humanistakademi.com veya hsceylan@gmail.com adresine yazabilirsiniz.

Uyarı
Düzenlenen etkinlikler, workshoplar, seminerler ya da danışmanlık hizmetleri yalnızca bireysel gelişim yolculuğunuzda sizleri bilgilendirmek, potansiyelinizi açığa çıkartmak, kendinize ve çevrenize daha yararlı bir birey olmanıza aracılık etmek; özetle hayatınızın kalitesini artırmak amaçlıdır. Hiçbir etkinlik, workshop, seminer ya da danışmanlık hizmeti bir hastalık tanısı koyma ve tedavi etme amacı taşımaz.


 International Academy of Spirit

7 Ocak 2012 Cumartesi

Acaba Farklı mısınız...!!!

Herkes kavga ederken siz, SAKiNSENiZ...


Herkes şikayet ederken siz, ŞÜKREDENSENİZ...


Herkes hayal kırıklıklarından bahsederken siz, HAYAL KURANSANIZ...


Herkes küçük bir zorlukta pes ederken siz FIRTINALARA karşı, DiK DURANSANIZ...


Herkes negatif düşünürken siz en negatifde bile, POZiTiF OLANSANIZ...


Herkes Geçmiş-Gelecekle uğraşırken siz AN'ı YAŞIYORSANIZ...

İşte o zaman SİZ FARKLISINIZ DEMEKTİR...



Gelin birlikte nasıl yapılacağını çalışalım, hepsini yapabilirsiniz... Siz zaten FARKLISINIZ AMA FARKLI OLDUĞUNUZUN FARKINDA DEĞİLSİNİZ...

HEPSİNİ YAPABİLİRSİNİZ, İNANIN, KENDİNİZE, YAŞAMA, TANRIYA, YAPABİLECEKLERİNİZE, SINIRSIZ OLDUĞUNUZA, EVRENE HAYATA İNANIN YAPABİLİRSİN... :) 

HEPİMİZİN İÇİNDE O VAR AKSİ MÜMKÜN MÜ?



İNSANLAR NE HALLERLE NELERİ BAŞARABİLİYORLAR... UNUTMAYINIZ DÜNYA 


ÜZERİNDE TEK BİR İNSAN EVET SADECE TEK BİR İNSAN BİLE YAPABİLMİŞ VE 


BAŞARABİLMİŞ İSE SİZ DE YAPABİLİRSİNİZ... BAŞLAMAK İÇİN ŞİMDİDEN DAHA ÖNEMLİ 


BİR AN VAR MI? 

EVET SİZ HARİKASINIZ...

Hayat Uzun Bir Yolculuktur...

HAYAT UZUN BİR YOLCULUKTUR. BUNUNLA BİRLİKTE SÜREKLİ MEŞGUL OLAN İNSANLAR ONU KISALTIR. 

HALBUKİ DÜNYA OLDUKÇA GENİŞ BİR MEKANDIR, ANCAK HENÜZ BAKIŞ AÇISI YETİRİNCE AÇILMAMIŞ VEYA FARKINDALIĞI ARTMAMIŞ İNSANLAR DARALTIRLAR, HEMDE OLABİLDİĞİNCE DARALTIRLAR.

ÇİÇEKLER RÜZGARDA VE AY IŞIĞINDA KARDA DANS EDER. BUNLAR SON DERECE GÜZEL VE HUZUR VERİCİ MANZARALARDIR.

ANCAK ENDİŞELİ İNSANLAR TELAŞLA HAREKET EDER VE GÖZLERİNİN ÖNÜNDE BULUNAN MUCİZELERİ KAÇIRIRLAR...



FARKINDA OLUN..

Sometimes I Dream... Mario Frangoulis

LÜTFEN DİNLEYİNİZ MUHTEŞEM BİR ŞARKI, RUHUNUZA AŞK VE SEVGİYİ DOLDURACAK... :)

Sözlerinin Türkçesi ise çok anlamlı. Tanrı başka nasıl mesaj göndersin ki bizlere.... 

Zamanın içinde kayboldum, Kahramanların gittiği yerde, Ve kimse konuşmuyor
Anlamını kaybetmiş kelimelerle, Aşıklar bilmekten korkmuyor, Çağıran her nefes
Düşen her yıldız, Bir melek, Sağ olmak için ölüyor, Hayal mi görüyorum, Yoksa aşık mıyım ?
Yıldızlar parlıyordu, Toprak güzel kokuyordu, Bahçe kapısı gıcırdadı ve açıldı, Ayakları hafifçe yere değdi
Yavaşça içeri girdi, Ve kollarıma düştü, Ben bazen hayal kurarım
Çok gerçekçi bir hayalmiş, Kandırıldım, Son parça, Yıldızlar gösteriyor, İnanmam gereken bir hikayeyi
Bir sayfa açıyorlar, Bir sahne görüyorlar, Ve merak ediyorlar, Kimi seyrettiklerini
Hayal mi görüyorum, Yoksa aşk için ölüyor muyum ?, Ne tatlı öpüşler,yavaş ve nazik aşıklar
Ben heyecanla titrerken, Gizlenmiş güzel bir yüz, Artık sarhoş değilim aşktan, Zaman doldu
Çaresiz ölüyorum, Hayatımda hiç, Böylesine sevmemiştim, Ben Bazen hayal kurarım...

6 Ocak 2012 Cuma

Sıkılmak...!!!

SIKILMAK, BİR DENEYİMDEN ÖĞRENMENİZ GEREKEN HER ŞEYİ ÖĞRENDİĞİNİZİ ARTIK YENİ BİR SERÜVENE BAŞLAMANIN ZAMANININ GELDİĞİNİ GÖSTEREN EN BÜYÜK SİNYALDİR...

ÖZÜNÜZÜN SESİNİ DUYUN, KABUL EDİN... NE GEREK VAR ZORLAMAYA, BU PLAN DA SİZİN YAPTIĞINIZ BİR PLANDI VE ÇOKTAN GİTMENİZ GEREKEN YOL DEĞİŞTİ VE ÖZÜNÜZ SİZE SİNYAL VERİYOR...

2 Ocak 2012 Pazartesi

Olumlama



ŞU ANA KADAR, BİLEREK YADA BİLMEYEREK BİLİNCİMDE OLUŞTURDUĞUM TÜM NEGATİF DÜŞÜNCE KALIPLARINI VE GEREKSİZ TÜM KODLAMALARI İPTAL EDİYOR VE YERLERİNE BÜTÜNÜN VE KENDİMİN HAYRINA OLANLARI KOYUYOR VE SEVGİYLE KABUL EDİYORUM...

Mesajları Zamanında Alın...!!!

Bir zamanlar yurt dışında bir yerde bir çocuk varmış. Bir gün rüyasına Tanrı girmiş ve konuşmuşlar Tanrı çocuğa onun yoluna girmesini ve mesajlarını iyi duymasını ona yol göstereceğini ve bu işin çok önemli bir görev olduğunu söylemiş.
Zaman geçmiş ve çocuk büyümüş hiç unutamadığı o rüyanın etkisiyle gençliğe adım attığı yıllarda kiliseye katılmış ve rahip olmuş. Önce küçücük bir kasabaya atanmış ve orada kaldığı sürede çok ama çok başarılı olmuş tüm yaşayan halkın içindeki tüm güzel duyguları tekrar yerine koymuş kiliseyi toparlamış yeniden yaptırmış çevre köylerin yaşayanları her pazar günü papazın köyüne ve kilisesine gelir olmuş. 

Daha sonra papazı alıp bir kasaba'ya tayin etmişler 3 sene içinde aynı başarı aynı haz, artan cemaat kasaba kilisesi de dolar taşar olmuş ve bu sefer de bir şehrin kilisesine tayin edilmiş 5 yıl içinde şehir her pazar o kiliseye dolar olmuş. Bu arada bizim papaz da terfi ediyor ve yükseliyormuş. Tanrı ile arada sırada senede belki 4 veya 5 defa rüyalarında konuşur ve Tanrı tarafından desteklenmeye devam edilirmiş.

Yıllar yılları kovalamış sonunda papaz efendi gelmiş 45, 50 yaşına tüm ülke hatta tüm Dünya tanır olmuş her yerden davetler, ricalar papaz efendi her yere gider ve vaaz verir olmuş.

Yine böyle bir davette nefis doğa manzarası olan bir vadinin tam altında olan bir köyde, pazar sabahı tam vaaza hazırlanırken radyodan bir anons gelmiş. 10 km. uzaktaki dünyanın en büyük barajı yıkıldı ve yaklaşık 10 km. etrafındaki her yer sular altında kalacak kaçın diye. Bir anda köy ayaklanmış herkes arabalarına atlamış başlamışlar tam ters yönde kaçmaya papaz efendiye de gelmişler hadi sizde bizimle gelin diye ama papaz efendi direnmiş ben tanrı yolundayım bana bir şey olmaz o beni koruyor siz gidin ben gelenleri ve kalanları, kurtarılana kadar rahatlatmak zorundayım demiş ve köyde kalmış. 

Hakikaten bir saat sonra sular yavaş yavaş yükselmeye başlamış tüm kalanlar ve arabalara sığamayanlar papazın verdiği güçle kiliseye sığınmışlar. Sular önce ayak seviyesine sonra dizlere ve tam bele kadar yükseldiğinde hemen kilisenin 2. katına çıkarak biraz olsun soluk almışlar bu arada sular yükselmeye devam ediyormuş 20 dakika sonra 2. kata da ulaşmış o sırada bir kişi ileriden gelen kayıkları göstermiş 12 tane büyük kayık çok sevinmişler kayıklar gelmiş ve herkesi almışlar hatta papaz efendiye de yer kalmış ve demişler ki sende gel bizim papaz yok demiş hala gelenler olacak ben onları bekleyeceğim nasıl olsa yüce Tanrım beni korur. 

Israr etmişler ama nafile papaz kalmış sular yükselirken bir çok kişi bir önceki köyün kaçamayanları ağaçlara tutunmuş şekilde kiliseye doğru yanaşmışlar papaz damda herkesi almış rahatlatmış kurtulacaklarını söylemiş biraz sonra bir küçük tekne 20 metre kadar uzaktan hızla yaklaşmış ve herkesi kurtarmış papaz efendiye de sende gel demiş ama yok gelenler olur benim kalmam lazım demiş bizim papaz. Tekne de gitmiş hakikaten 5 kişi ileriden yüzerek kiliseye doğru yaklaşmışlar ve papaz onları da tam dama aldığında ileriden bir helikopter hızla yaklaşmış ve herkesi kurtarmış ve helikopterden bağırmışlar papaz efendi sende gel ama nafile papaz efendi yine kalmış...

Sular yükselmiş, yükselmiş, yükselmiş ve papaz efendi boğularak ölmüş. Öte alemde melekler kendisini karşılamışlar buyur etmişler ve büyük saygı göstermişler ama bizim papaz kızgınlıktan kıpkırmızı nasıl olur diyor başka bir şey diyemiyor. Nasıl olur da beni kurtarmaz ben tüm yaşantımı onun yoluna adadım o ise benim canımı aldı, ve tutturmuş beni huzura çıkarın. Almışlar huzura papaz hala kızgın karşısında gülümseyen muhteşem yüzüyle yüce Tanrı. Hoş geldin diyerek karşılamış papazı ve sormuş nasılsın? Papaz başlamış bağırmaya çağırmaya nasıl olur, neden, vakitsiz oldu daha yapacaklarım vardı hani ben senin için özel bir kul'dum ve daha bir çok şey.

Tanrı önce durmuş sonra gülümseyen bir ses tonuyla, sana radyodan mesaj gönderdim anlamadın, arkadan arabalarıyla gidenleri gönderdim binmedin, kayıklar geldi anlamadın, tekne gönderdim istemedin ve en son helikopter gönderdim onu da reddettin!! ben daha ne yapayım demiş...

Kıssadan hisse nedir dersek ve özetlersek, başka bir bakış açısıyla; Fark edemediğimiz için çevremizde yavaş yavaş kabuklar oluşur ama çok yavaş bu arada Tanrı bize mesaj gönderir ama fark etmeyiz, sonra kabuklar yavaş yavaş sertleşmeye başlar ve bizi sıkmaya bunaltmaya yine Tanrı mesaj gönderir biz yine anlamaz ve değişimden korktuğumuz için egomuzun da baskısıyla yerimizde kalırız. 

Kabuklar daha da kalınlaşır ve artık çok sıkmaya başlarlar nefes alınamayacak hale gelirler. Artık tek çare kalmıştır, o da içinden çıkmak evet ama o kadar sıkıdır ki ve can yakacaktır ki biliriz yine korkarız ve bu kadar süre içinde Tanrı defalarca bizi uyarmıştır ve biz görmemişizdir veya görmek istememişizdir. Sonra kimimiz başarır kimimiz ölür gider başaramaz...

Sonra diyoruz ki, Tanrım neden ben, Tanrı ne yapsın ki biz fark edememişsek... 



1 Ocak 2012 Pazar

Hayal Panosu

Bu gün sadece 1 saat ayırın, hayal ettiğiniz şeylerin, isteklerinizin resimlerini bulun veya oturup çizin, kendinize bir hayal panosu hazırlayın. Evinizde, odanızda en çok vakit geçirdiğiniz yere asın...

Böylece isteklerinizi arzularınızı hayallerinizi ve en önemlisi yaşamınızı ateşleyin...

Kabul Etmek İle Başlar


YAŞAM İLE ALAKALI HERŞEY , ÖNCE KABUL ETMEK İLE BAŞLAR...

Günaydın...

Günaydın, yeni bir sabaha, yeni bir güne, yeni bir yıla, yeni bir başlangıca yeni bir doğuma yeniden doğmaya günaydın arkadaşlar.

Hep söylüyorum ve söylüyorlar sizde bolca duyuyorsunuz ya akışta olmak an'da olmak. Evet an'da olun ve geçen her günü unutun size en güzel önerim çıkardığınız dersleri, kazandığınız tecrübeleri, deneyimlerinizi alın ve geçen her günün, tortularını, başkalarının ve kendinizin negatif düşünce kalıplarınızı unutun. Unutmadıkça negatif olanı andıkça hatırladıkça onu bugüne taşıyor ve çoğaltmaya devam ediyorsunuz.

Yeni günün size getireceği güzelliklere ve mucizelere, kendinizi ancak geçmişi unutarak, affederek açabilirsiniz...