25 Şubat 2013 Pazartesi

Anne Baba ve Çocuk İlişkisi

Her ailenin çocukları için, yaşam boyu sürecek en önemli etkiye sahip olduklarını bilmeleri ve buna uygun davranmayı seçmeleri gerekmektedir. Anne ve Babanın çocuk ile ilişkisi, çocuk için ileride çok çok önem taşıyacak olan ve aynı zamanda yaşam amacı ile de ilişkisini ciddi olarak belirleyen 5 er farklı duygusal dayanak ile bağlanmıştır.
Anne; Sevgi, İlgi ve Alaka, Şefkat, Affetme ve Yaratacılığı temsil eder ve öğretirken, Baba ise; Güç, Güven, Cesaret, Para ve Bilgeliği temsil eder ve öğretir.
Çocukken annesinden sevgi, şefkat, ilgi görmeyen ve horlanan bir erkek çocuğu büyüdüğünde ne yazık ki, kendisine öyle bir eş seçecek veya eşine, çocuklarına sevgisini vermekte çok zorlanacaktır. Bir kız çocuğuna annesi tarafından aynı şekilde davranıldığında ise ne yazık ki sevgisini gösteremeyen, kendine eş bulmakta zorlanan hatta düzgün arkadaşlık ilişkisi kuramayan, çocukları ile arası iyi olmayan hatta çocuk sahibi olmakta zorlanan bir birey olacaktır.
Çocukken babasından ilgi, sevgi görmeyen ve horlanan bir erkek çocuğu büyüdüğünde ne yazık ki, güçsüz, adım atmakta zorlanan, girişimci yanı neredeyse olmayan, muhtemelen iş yaşantısında çok zorlanan ve para ile ilgili tüm yaşamı boyunca sıkıntı çeken bir birey olacaktır. Bir kız çocuğuna babası tarafından aynı şekilde davranıldığında ise ne yazık ki, kendine eş bulmakta zorlanan, cesaretsiz, bastırılmış, silik, otorite karşısında korkan, cinsel kimliğini ortaya koyamayan, eşinden korkan, kendisini terk edecek erkekleri hayatına çeken bir birey olacaktır.
Anne çocuk ilişkisinin tüm yaşam boyu çocuk ve ilişkileri (kadın-erkek) konusunda en önemli etkileyen olduğunu, annelerin ve anne adaylarının çok çok iyi öğrenmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Aileler için çok dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise çocuk üzerinde oluşturacakları Çekirdek İnançlardır. Her Anne ve Babanın çok iyi bilmesi gereken şeylerin başında ise; yapılan her uyarının ne anlama geleceği, söylenen sözlerin yapılan uyarıların bilinç altında nasıl anlaşılacağını öğrenmeleri gerekliliğidir.
Çekirdek İnanç: Çekirdek inanç kalıpları özellikle 0 – 7 yaş aralığında (% 80) bizi etkileyen olayların ardından çıkardığımız, belki sadece o an için geçerli olan veya o an bile hiç ilgisi olmayan, özellikle aile bireyleri (anne – baba – büyükanneler ve büyükbabalar) tarafından bilinç altımıza yüklenen kalıplar ve/veya bireysel sonuçlardır. Biz farkında olmadan bilinç altımıza yerleşir ve davranışlarımıza yön vermeye başlarlar. Artık bizi yönetecek kadar güçlenen bu olumsuz, negatif inançlara çekirdek inanç diyoruz.
En sık kullanılan kelimelerin bazıları; Yapamazsın, Sen Küçüksün, Sen Büyüksün, Anlamazsın, Güçlü Olmalısın, Huysuzsun, Yaramazsın, Dokunma Bozulur, Ekmek Aslanın Ağzında, Okumazsan Adam Olamazsın, ve daha binlercesi..
Anne baba çocuk ilişkilerini, içinde yaşanan toplumun etkisi ve bu toplumun örf annane ve bulundukları coğrafya ciddi şekilde belirleyicidir. Türkiye de genelde otoriter,kısıtlayıcı,aşırı koruyucu ve kontrol edici yapının öne çıktığı görülmektedir. Çocukların saygılı, baş eğici, pasif, uysal kişilik yapısıyla biçimlendiği kurallarla uygun davranışlar ödüllendirilirken, aktif, sorgulayıcı, atılgan davranışların cezalandırıldığı görülmektedir. Başka bir deyişle toplumuzda çoğunlukla pasif ve söz dinleyen çocuklar anne-babayla olumlu ilişkiler içine girmekte,kendi görüşlerini ifade edebilen aktif ve girişken çocuklar ise çatışma kaynağı olmaktadır.
Bu zamanla öylesi bir hale dönüşür ki çocuk-aile ilişkisi kazanma kaybetme gibi bir güç gösterisine dönüşür.Böylece bazen ebeveynler baskın çıkarak çocuk kaybeder yada çocuk baskın çıkarak anne babasına kaybettirir. Her iki durumda da son derece sağlıksız sonuçlar oluşur. En güzel ve sağlıklı çözüm, içinde kaybeden tarafın olmadığı bir yöntem bulmaktır.
İhtiyaçlar karşılıklı dile getirilmeli ve sorun iki tarafın kabul edebileceği şekilde çözümlenmelidir. Burada önemli olan tarafların kendi ihtiyaç ve haklarını gözetmesi kadar, karşındakinin ihtiyaç ve haklarına da saygı göstermesidir. Yeni bir uzlaşı noktasında birleşebilmektir.
Anne babalar çocuk eğitirken genelde üç grupta toplanabilecek davranışlar sergilerler.
Bunlardan ilki "Denetleyici Yaklaşım"dır .Burada anne-baba davranışlarının ortak yönü çocuğun tutum ve davranışını değiştirme yaklaşımıdır.Bunu yaparken de tehdit ve şiddet kullandıkları gibi sevgiyi esirgeme,küsme ya da aşağılama gibi tepkiler gösterirler. Bu aşamada çocuk,hangi davranışın hangi tepkiyi alacağı konusunda bir fikre sahip değildir.Çocuk korku temelinde büyüdüğü için korkutulmuş sindirilmiş yada isyankar bir birey olur. Bazen her ikisi bir arada bulunabilir.
Diğer bir yaklaşım tarzı "Destekleyici Yaklaşım"dır.  Burada çocuğa yakın ilgi gösterilir (hatta sözle ve ya dokunarak belirtilir), onunla ortak faaliyetlerde bulunulur ve en önemlisi çocuğun benliği onaylanır. Böylece çocukta sağlıklı bir psiko sosyal gelişim yaşanır ve ebeveynlerin beklentilerine daha olumlu cevap verir. Çünkü çocuk ailesi tarafından olduğu gibi kabullenip,sevilmiş ve desteklenmiştir.
Üçüncü yaklaşım ise "Pasif Yaklaşım"dır ki burada aile çocuğun etkinlikleri karşısında son derece ilgisiz ve kayıtsızdır. Böylesi ailede yetişen çocukların öğretmen ve arkadaşlarına karşı olumsuz davranışlar sergiledikleri ve eşyalara zarar verdiği gözlemlenmiştir. Ailelerin aklında bulundurması gereken en önemli unsur, çocuk bireysel özellikleri ve kapasitesine göre beklenti düzeyi geliştirmektedir.
Çocuk eğitiminde aile öyle bir yerde durmalıdır ki çocuk her an anne -babanın yanında olduğunu bilerek destek bulsun, hem de onları hiç görmeyerek özgür hissetsin.
Sevgiyle Kalın.