3 Mart 2013 Pazar

Para Hakkında...


Uzun zamandır yazamadım, şu anda İzmir ofisinin mutfağında saat 07.30 günlerden 03.03.2013 Pazar, ve ben bu satırları yazıyorum...

Bu yıl başından hemen önce hesap kitap yapmayı reddederek, hesabı kitabı neyin nasıl olacağını O'na devrettim. İtiraf etmem gerekirse benim için çok gecikmiş bir karardı. Bununla birlikte hepimiz öğreniyoruz ve inanın öğrenmeyi ve bilgiyi ret etmek sonun başlangıcı ve bizler sadece öğrenmek için buradayız. O zaman öğrenmeyi reddedince de burada olmamızın bir anlamı olmayacağından hadi gel bakalım diyorlar insana. İşin çok tuhaf olan tarafı ise gidecek bir yer yok deneyim kazanmak adına gider gitmez ölürcesine geri dönmek istiyor insanoğlu. Garip bir tezat, hayatın anlamı ve tekamül etmek de bu durumun içerisinde ne yazık ki gizlenmiş, sağlam gizlenmiş getirip tam ortaya koymuşlar. :)

Yıl başından hemen önce aldığım bir diğer karar (esasında karar demek doğru mu bilmiyorum içsel bir sezgi desek daha doğru olacak) ise yılın ilk beş ayında yoğun bir tempoyu ve deneyimi kabul etmekti. O günden bu yana çok yoğun bir tempo içerisinde çalışıyor bir yandan da hayatımı
yavaşlatmaya uğraşıyorum. Diyeceksiniz ki ikisi birden nasıl oluyor neden yavaşlamaya uğraşıyorsun?  İstanbul'dan sonra İzmir ofisini de 3 gün önce açtık, Bostanlı da şık sevimli bir yer, ana cadde üzerinde enerjisi çok yüksek içi yenilenmiş yeni enerjileri oldum olası çok sevmişimdir. Yeni başlangıçların hep yeni enerjiler ile yapılması esastır.

Bir yandan da çok hızlı mı davranıyorum diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bununla birlikte, İzmir hakkında verilen tüm mesajlar, gönderilen yardımlar, bir anda tanıştığımız kişiler, insanların gösterdikleri ilgi alaka ve yardım elleri içsel olarak bana zamanında İzmir hakkında yaptığım isteği hatırlattı. Evet yıllar öncesinden beri İzmir'de yaşamak istediğimi defalarca Kaynağa iletmiş ve istemiştim, İzmir Yaşam Akademisi Bostanlı, Cemal Gürsel Caddesi Yeşim Apt. No:109 Kat 3 Daire 6 Bravo Pastanesi diye bir yer var hemen yan binanın altında ve çevre çok merkezi bir yer, böyle olunca da her şey elinin altında oluyor insanın. Aynı zamanda hep şehrin en merkezi yerinde oturmak gibi bir isteği de son 15, 20 yıldır içimde taşıyordum.

İsteklerimiz bizim istediğimiz zaman değil, her şey ve biz hazır olduğumuz zaman oluyor istekler. Sabretmek gerek diye düşünüyoruz ve cidden yanılıyoruz. Sabretmek var oluş anında verilmiş bir söz O'na O'nun için. Olaylara değişik açılardan bakıyoruz bu Dünya'da adına deneyim deniyor ama bizler hep deneyimin güzelini istiyoruz. Deneyime deneyim olarak bakabilmeyi başarınca olay sabretmekten çıkıyor ve çok keyifli bir hale dönüşüyor. Gel gelelim bize çocukluğumuzdan bu yana tam tersi öğretiliyor.

Sevgili babam ve amcam tek yumurta ikiziydiler
enteresan olurlar tek yumurta ikizleri huyları karakterleri genelde zıt olur. Hatta halk arasında elmanın iki yarısı gibi farklı özellikleri kendi içlerinde oluşturdukları söylenir. Tabii ki sonuçta Yaşam Amacı ile alakalı bir durum ama ne olursa olsun değişik bir deneyim. Acaba neden birlikte gelirler? Sanırım çok kuvvetli ilişkileri olan 2 ruh olduklarından ve bir önceki hayatlarında tamamlayamadıkları birlikte başarmak istedikleri bir şeyler olduğundan. Amcam İzmir e görevle gönderildi bir meşrubat firmasının muhasebe müdürü idi. Baba ve Amca ikiz olunca onlar İstanbul'a biz de senede 3,5 defa biz İzmir'e gelirdik. Ve ben çok özenirdim İzmir'de yaşamaya, O günlerden bu güne, ne enteresan değil mi?

Diyeceksiniz ki konu Para Hakkında ve bu adam neler yazıyor.:) Evet konu para hakkında,  hadi devam edelim.

Tabii yeni bir yer açmak isteği, gereğini düzgün yapmayı da gerektiriyor ve para harcamayı da getiriyor beraberinde, istiyorsan sınav gelecek demektir. Vaz geçmemek ise deneyimin en heyecan verici noktası. Umarım herkes anlar bir gün, bu satırları okuyabilenler için söylüyorum, sonuçta herkes anlayacak bir defasında önemli olan bu defasında anlamak ve bitirmek.

Sonra oturup bazen fizik dünyanın öğretilerine kayabiliyor bilinç altı insanda. :) Yahu sen de mi hocam demeyin sakın, ben de hala bu dünyadayım ve hala fiziksel bir bedene sahibim evet bende... :)

Her türlü duygu oluşabilir ve gelebilir insanoğluna. Bu durum çok normal, normal olmayan ise gelen duygunun sende ne kadar durduğudur. Burada belirleyici olan bizleriz. Duygunun gelmesi sınavın geldiğinin göstergesidir iyi bir şey yani, O hala bizden umut kesmemiş demektir.  Duyguyu içimizde tutuğumuz süre ise dersi ne kadar iyi çalıştığımız ile alakalı bir durum. Eğer hemen bırakabiliyorsak harika...

Evet bu sabah böyle kalktım yatağımdan. Ve sonra aklıma birden şu satırlar geldi, sanırım okuduğum bir kitaptan belki de gelmesi gerekiyordu nereden olduğu çok belli esasında;

Yaşam stili bilinçtir. Elinde avucunda olan her şeyi, hatta olmayanları bile kendine ve isteklerine yatır! Daima bunu yap! Böylece yaşamının her anlamda zenginleştiğini ve genişlediğini göreceksin. Sen kendine yatırım yaparsan, yaşam da sana yatırım yapar.

Para için endişelenme. Sen kendin içi, kendi bütünlüğün için endişe duy. Para ihtiyaç duyulduğu her anda gelecektir. Sen kendine güven, düşlerine inan, işte o zaman güzel bir hayat için gereken tüm paraya ve diğer her şeye sahip olacaksın. Yaşadığın her şeyin ve en içten düşlerinin başyapıtı sensin.

Konu parayla mı ilgili yoksa güven duymak ile mi? Her ikisi de değil, sanırım her şey deneyim ile alakalı...

Sevgiyle kalın,

Serdar Ceylan