18 Mart 2012 Pazar

RÜYALAR HAKKINDA.. (Devam)

Rüyalarınızı anlayabilmeniz için önce uykuyu anlamak gereklidir. Uykuyu rüyaların yayımlandığı bir gazete, dergi hatta televizyon kanalı olarak görebilirsiniz. Rüyalar tam bir özgürlük deneyimidir. Her gün yaklaşık 16 saat uyanık kalmaya çalışıyoruz, bu uyanık olarak geçirmemiz için yeterli bir süredir hatta limittir, bu noktadan hareket ile 8 saat de uykuyu deneyimlemek gerektiği ortaya çıkmakta.

Esasında bir insan için rahatsız edilmediği takdirde en güvenli yer uykuda geçirdiği süredir çünkü insanoğlu uykuda daha çok kendi olur.!!! Uykuda kendimizi ruhsal açıdan resimler, simgeler, enerji, duygular ile yeniliyoruz. Ben bu duruma bir nevi ruhsal anlamda şarj olma hali de diyorum. Rüya dışında iken yapmak için çok çaba harcamanız gereken bir şeyi, rüyalarda ise hiç çaba harcamadan gerçekleştirebiliyoruz.

Peki hadi düşünelim nasıl oluyor da uyanıkken zor hatta imkansız görünen şeyleri, rüyada iken bu kadar kolay gerçekleştirebiliyoruz? Ben söyleyeyim isterseniz, zihinden ve kalıplardan kurallardan özgürleştiğimiz için. Bu durum size bir şeyler çağrıştırıyor mu?

Evet uyku bir çok yönden özgürleştirici bir durumdur. Öncelikle bedeni yenileyerek duygusal olarak özgür olmamıza zemin hazırlar. Bu zemin bize ruhsal olarak da (kelime veya deyim yerinde ise) yenilenmemizin kapılarını aralar.

Hayat ziyafetinin en besleyici yemeyi uykularımız'dır.

Uykuyu her gece çıktığımız bir tatil seyahat varoluşumuz için bir tür sihir olarak görebilirsiniz. En az su ve hava kadar uykular hayatımızı devam ettirmemiz ve ruhsal sağlığımız için gereklidir. Yeteri kadar düzgün uyumayan bir insan sisli bir zihne sahip olur, pireyi deve yapar, sinirli, gergin, korkak olur ve tüm negatif durumlara balıklama dalar. Hatta paranoyak halüsinasyonlar görmeye ve psikoza bile neden olur. Dolayısıyla bedeninizi ve duygularınızı yenilemek için uyanık olmaya her gün belirli bir süre için ara vermek zorundasınız.

Çünkü beyin ve metabolizma yavaşladığında hisleriniz kendilerini kapatırlar bu durum ruhsal anlamda iyileşme halidir. Bu durumu normal hayatta da kullanabilir ve acele etmekten vaz geçerseniz belirli bir oranda kendinizi uyanıkken de ruhsal planda iyileşmeye açarsınız.

Uyku sizi yeniler

* Beynin duyguları kontrol eden bölümü (limbik sistem) yeniden şarj olur.
* Öğrenme yeteneğiniz ve hafızanız keskinleşir.
* Bağışıklık sisteminiz güçlenir.
* Ruh haliniz düzelir.
* Fiziksel olarak güzelleşirsiniz.

Tüm bu harika etkilerin yanı sıra uyku ruhunuzun özgürce dolaşmasına olanak verdiği için ruhunuzu canlandırır. Uyku sizi fiziksel dünyanın (yapılması gereken ve yetişmesi gerekenlerin) ötesine, duygusal özgürlüğümüz ve yaşam amacımız ile ilgili içgörüler barındıran ve sezgisel olarak bir çok şeyi deneyimleyebileceğiniz bir yere taşır.

Zekanız ile göremeyeceğiniz şeyleri görmenize izin verir.

Uyku tanrısı mitolojide uyku tanrısının adı Hypnos dur. Kardeşi ise Thanatos yani ölümdür. Evet uykularımız ölüme en yaklaştığımız hallerdir. Beden merkezli ve fiziksel olmaktan çıktığınız halimizdir. Uykudayken yaratıcılık üstü bir tür metaformoza geçeriz. Uykuyla ölüm arasındaki en büyük fark ise birinde yattığımızda uyandığımız diğerinde ise ruhumuzun yoluna devam etmesidir. Fark ettiniz mi hiç kimse size nasıl uykuya geçeceğinizi veya uykudan nasıl uyanacağınızı ya da uykudayken nasıl bedeni terk ederek neler yapmamız gerektiğini öğretmedi, yol göstermedi. Rüyalarınız üzerinde çalıştığınız takdirde uykuda ve rüya görürken rüyada olduğunuzu bilerek rüyanızı yönlendirebilir ve istediğiniz her şeye ulaşabilirsiniz.

Sonuç olarak insan her gün yeniden doğar ve ölür. Bu durumda, her yeni gün doğum gününüzdür. Her gün yeniden doğuyorsanız neden geçmişiniz ile uğraşıyorsunuz? Neden akşam ölecekseniz istediğiniz şeyleri yapmıyorsunuz? Neden hayatın en zor taraflarından bakarak yaşamınızı keyifsiz bir deneyime dönüştürüyorsunuz? Neden hayatınızı daha mutlu ve özgür yaşamak varken ve sonunda da bir şey olmayacakken siz bilmediğiniz gerçekleri negatif tarafta tutuyor ve negatifi büyütüyorsunuz.?

Güzel bir yaşam diliyorum...

En içten sevgilerimle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder